60. Antalya Altın Portakal Film Festivali

7-14 Ekim 2023

Antalya Büyükşehir Belediyesi
antalyaff.com







YARGIÇ MISIN, BAKAN MISIN…

60. Altın Portakal Film Festivali, “Kanun Hükmü” isimli belgesel filmin yarışmadan çıkarılması ile bir anda krize dönüştü.

Önce jüri üyeleri, sonra da yarışmada yer alan filmlerin yapımcı ve yönetmenleri Festivalden çekildiklerini açıkladılar.

Bu son gelişme Festival yönetimini zorda bıraktı ve çaresiz olarak Kanun Hükmü filmini yeniden yarışma bölümüne almak zorunda kaldılar..

Tüm bu gelişmeler süresince sessizce olayların gelişimini izleyen, Festivalin ana sponsoru olan Kültür ve Turizm Bakanlığı, filmin yeniden yarışma bölümüne alınması üzerine çok talihsiz bir açıklama ile Festivalden çekildiklerini açıkladılar.

Açıklamada şöyle denildi.

“Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde, belgesel yarışması bölümünde "Kanun Hükmü" adlı belgesel yer almaktadır. Böylesi önemli bir festivalde, sanatın gücü kullanılarak mağduriyet algısı üzerinden FETÖ terör örgütü propagandası yapılmasına vesile olunması son derece üzücüdür (…) Bu sebeple Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden çekilmiş bulunuyoruz" ifadelerine yer verildi.”

Bu açıklama Bakan Ersoy’un kariyerinde “sanat karşıtı ve kendini kanun adamı yerine koyan bakan” şeklinde yer alacaktır.

Filmin savunulmasını yapmak benim haddime değil.

Filmin yönetmeni elbette bu “suçlamalar” karşısında kendisi içerik olarak gereken açıklamaları yapacaktır.

Ancak gazeteci olarak bu açıklamadaki “şeklen kusurlu”ifadeleri sorgulamak da benim görevim.

 1- Sayın Bakan, bu filmin FETÖ terör örgütü propagandası yapan bir film olduğunu ifade etmişsiniz. Film hakkında yargının bu yönde verilmiş bir kararı vardı da bizim mi haberimiz olmadı acaba? Yargının bu yönde bir kararı varsa lütfen kamuoyuna açıklayarak bizleri ve kamuoyunu bilgilendirir misiniz?

2- Yargının bu yönde bir kararı yoksa siz hangi saiklerle bu filmde “Fetö terör örgütü propagandası” yapıldığını iddia ediyorsunuz? Siz Bakan mısınız, yoksa cumhuriyet savcısı ya da yargıcı mısınız? Açıklamanız, Sayın Cumhurbaşkanının da ifade ettiği gibi Anayasamızın 2. Maddesinde yer alan “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir” ifadesine aykırı değil mi?

3- Bu açıklamanızdan, filmin yarışma bölümden çıkarılması için daha önce Festival Yönetimine “FETÖ propagandası var bu nedenle bu filmi geri çekin” telkinini yaptığınız anlaşılmaktadır. Böyle bir telkini yapıp yapmadığınızı kamuoyuna açıklamakla yükümlüsünüz. 

Eğer bu yönde telkininiz varsa sanatın gücü kullanılarak mağduriyet yaratılmadığını, aksine sanatın gücünün haklarını savunan bir güç olduğunu sanırım kabul etmelisiniz.

4- Ortada bir provokasyon varsa bu, yargı kararı olmadan bir sanatçının haklarının elinden alınmak istenmesine yol açanların provokasyonudur.

5- Sizlerin Bakanlık olarak Festivalden çekilme kararınız, Festivalde en küçük sıkıntı bile yaratmaz. Bu kentin halkı Büyükşehir Belediyesi ile birlikte Festivali yine en görkemli haliyle hayata geçirecektir. Zaten 2004 yılına kadar Bakanlık olarak sadece “sembolik olarak” yer almaktaydınız, şimdi de olmamanızın kıymeti harbiyesi yoktur.

Namık Kemal’in dediği gibi “Altın yere düşmekle sakıt olmaz kadri kıymetten…”

29 Eylül 2023
Mehmet Talay
akdenizmanset.com.tr








60. Antalya Altın Portakal Film Festivali, belgesel yarışmasında yer alan ‘Kanun Hükmü’

belgeselini programa geri aldığını duyurduktan sonra, aynı gün ikinci bir açıklama ile programdan tekrar çıkardığını ilan etti. Jüri üyeleri ve festivalde filmleri olan yönetmenler başta olmak üzere sinema sektörünün tüm bileşenlerinin gösterdiği ortak kararlılığa rağmen alınan bu karar kabul edilemez.

Festivalin ana destekçilerinden olan Kültür ve Turizm Bakanlığı ve diğer sponsor kurumların festivalden desteğini çekmesi ile başlayan ve meslektaşımız ile filmini hedef gösteren açıklamalardan endişe duyuyoruz.

Sinema eserinin sahibi ya da filmin karakterleri üzerinden bu şekilde suçlu algısı yaratılamaz, yönetmen filmi üzerinden hedef haline getirilemez. Yanı sıra, festival direktörü adına bir soruşturma açılması, direktörün kendi ve ekibi adına can güvenliğinden endişe ettiğini duyurması da kaygılarımızı arttırıyor.

Hiç kuşku yok ki, Festivalin seçilmiş bir filmi bu şekilde programdan çıkarması açık bir sansürdür. Verilen desteklerin ekonomik baskı aracı olarak kullanılması; yönetmen ve filmi kriminalize edilerek üzerlerinde bir tehdit algısı yaratılması da sansürdür.

Bizler filmlerimizi, bizim olan festivallerde özgürce göstermek istiyoruz. İfade özgürlüğü başta olmak üzere anayasal haklarımızı bir kere daha hatırlatıyor ve meslektaşımızın yanında olduğumuzu hep birlikte haykırıyoruz.

Meslek onurumuzu ve sinemayı savunmak için sansürün karşısındayız.

BELGESEL SİNEMACILAR BİRLİĞİ
29 Eylül 2023






İlâhi bakanlık, ilâhi festival yönetmeni!

Askeriyenin tek tip’inden güya sivil faşizan-bağnaz tek tip’e geçiş her alanda her şeyi daha seviyesizleştirdi, daralttı, ömrümüzden yiyor, kültürümüzden yiyor. Belki diyeceksiniz ki: Ne kültürümüz vardı da!.. Var işte. Turizm ile ikisinin bakanlığı bile var.

Meslek birliğimizin, Belgesel Sinemacılar Birliği’nin üyesi Nejla Demirci’nin Kanun Hükmü filminin başına geleni, bunun üzerine sinemacılar âleminde oluşan dayanışmayı, itirazı, tepkileri -elbette yavşaklıkları, umursamazlıkları, kendini her şeyin merkezine koymaları da- günlerdir izliyorsunuzdur. Film Antalya Altın Portakal Festivali’nin altmışıncısına alınmışken yukarıdan baskıyla festivalden çıkartıldı. Sebebi, KHK’lı iki kişinin mağduriyetini anlatıyor oluşu.

İktidarın bir tasarrufundan ötürü mağdur olmuş iki insandan söz eden bir belgesel film, belgesel filmlere kategorik olarak yer veren festivalden neye dayanılarak çıkarılabilir? Sinemasal veya teknik kalitesizliğinden, ele aldığı konuyu işlemedeki yetersizliğinden olsa, baştan alınmazdı. Alındığına göre, festivalde gösterilmeye yeterli kalitede bulunmuş. Kesin.

Peki, festival yönetiminin bu filmi alındığı festivalden atmaktan özel çıkarı var mı? Yok. Aksine. Sinema dünyasının sesi çıkan bir kısmından tepki göreceklerini bilirler. Demek ki, birileri festivale bu filmin çıkarılması için baskı yaptı. Festival yönetimi de, “böyle bir şey yapamayız, kendimizi inkâr etmiş oluruz” falan demedi, emri yerine getirdi.

Çok da alıştığımız şey değil ama bu olayda hassasiyet kabardı ve sinema âleminin birçok kuruluşu, yönetmenler, oyuncular, festivalin jüri üyeleri topluca tepki gösterdiler. Hassasiyet dayanışmaya hayat verdi.

Nihayet bugün (28 Eyül 2023), festival yönetmeni filmin yeniden programa alındığını duyurdu. Fakat nasıl? Buna geleceğim. Önce esas kötü karakteri ele alalım.

Kanun Hükmü’nün festivale geri dönüşüyle aynı anda, aslî işi bu tür festivalleri desteklemek, mümkün kılmak, yenilerini oluşturmak, geliştirmek olması gereken Kültür ve Turizm Bakanlığı -ki, “kültür niye turizmin yanında sığıntıdır?” sorusunu canlı tutmak için var gibidir-, sadece bir filmin festivalden atılmasıyla tatmin olmayacağını, bu arzusu yerine getirilmeyince festivali de baltalayacağını ilan etti. Kendisi desteğini çekmekle kalmadı, bazı sponsorları da belli ki çekilmeye zorladı. Veya sponsorlar, rejimin karakteri icabı, “bizim de başımıza iş gelir” korkusuyla alelacele tası tarağı toplamaya girişti. Yani bakanlık festivali düpedüz tahrip etmeye harekete geçti. (Bu iş “bana yar olmuyorsa size de etmem” yollu iktidar politikasının sinema festivalleri alanına da yayılmasının ilk büyük adımı da olabilir, henüz bilemiyoruz.)

En ufak utanma sıkılma kırıntısı barındırmayan açıklamasında bakanlık, sadece “kafamı bozdunuz, ne haliniz varsa görün!” postası atmakla kalmadı. Son derece tehlikeli ve tahrikkâr ifadeyle, filmi ve yönetmenini iktidar destekçisi geniş kitleye hedef gösterdi. Üstelik bütünüyle iftiradan ibaret suçlamayla, insanların hassas yerlerini kaşıyarak.

Bakanlığın resmî açıklamasında şu satırlar kendilerine yer bulabildi: “Böylesi önemli bir festivalde, sanatın gücü kullanılarak mağduriyet algısı üzerinden FETÖ terör örgütü propagandası yapılmasına vesile olunması son derece üzücüdür.”

Kültür bakanlığının bu satırları kaleme alan ve onaylayan mensupları nasıl bir “terör örgütü propagandası”ndan söz etmekteler? Filmin -çıkar ilişkileri bittikten sonra muktedirlerin FETÖ diye isim taktıkları- Fethullahçıların propagandasını yapma gibi bir amacı var mı? Elbette yok. Olduğunu düşünmek de pek aptalca, zira filmi yapanların bu teşkilata yakınlık duymaları için en ufak sebep yok. Peki bakanlıktakiler bunu bilmiyorlar mı? Uğraşacakları insan ve film hakkında hiç mi fikirleri yok? KHK der demez “Hah, işte FETÖ’cü!” diye ayağa fırlayan kimse, FETÖ’cü temizliyoruz ayağına yüzlerce solcu insanın işlerinden atıldığını, mesleklerini kaybettiklerini falan bilmez mi?

Aksini kim iddia edebilir: O bakanlıkta o lafları yumurtlayan ve onaylayan her kimlerse hepsi Kanun Hükmü filminin “FETÖ propagandası”yla falan alâkasının olmayacağını bilir. Burada rahatsızlık yaratan, “FETÖ” temizliği ayağına muazzam bir insan kitlesini mağdur eden iktidar pratiğinin mevzu edilmesi. Ve mazallah, mağduriyet kurcalandıkça, bu “FETÖ” dedikleri melanete dair riyakârlığın yaygın şekilde idrak edilmesi tehlikesi.

Hattâ bunlar bile fazla ince ya da derin kaçıyor. Şu an için bildikleri en “iş görür” karalama motifi bu. Zaten toplam üç motifleri var, en pratiği bu. Kim çıkarlarına dokunursa sıfat takıp saldırmaya hazır kitlenin önüne atmaya çalışıyorlar.

Birilerini saldırtmak için de motif hazır, bakanlık kalem ve mühür erbâbı da ellerini attıklarında ilk ulaştıkları bu silahı çekinmeden kullanmış: “Bakanlığımız, aziz milletimizin 15 Temmuz’da verdiği destansı mücadelesinin itibarsızlaştırılması, sanatın provokasyon unsuru olarak kullanılması çabasının bir parçası olmayacaktır.”

Bu yalnız siyasî baskı, yönetenin keyfî tutumu, sorumsuzluk, yasakçılık, tahakküm tutkusu vs. diye nitelenip geçilemeyecek, tehlikeli bir iş.

İktidara özgü kurnazlığın hizmetlilerince de kavranıp başarıyla uygulandığını da görüyoruz bu örnekte. Söz öyle bir yerden kuruluyor ki, hani, kazara iktidara yakın olduğu halde şu KHK işindeki ağır haksızlıktan, hukuksuzluktan rahatsızlık duyan olursa, çıt çıkardığı anda destanı itibarsızlaştırmakla suçlanıp dışlanacağı bildiriliyor kendisine. Muhtemel utangaç muhalife bile hayat hakkı bırakmamacasına.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bir an önce Turizm Bakanlığı’na dönüştürülmesi ve iktidarın “madem kültürde iktidar kuramıyorum, o halde hiç olmasın” diyerek toplumu -zaten pek de meraklı olmadığı- her türlü kültür faaliyetinden men etmesi önerisiyle bu kısmı tamamlayayım.

Ve festival yöneticisinin derinlikli metnine geçeyim. Ahmet Boyacıoğlu’nun açıklamasını okuyanlar ifademi isabetsiz bulmuşlardır. Çünkü metin şundan ibaret: “22.09.2023 tarihinde yapılan duyuru ile 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Belgesel Film Yarışması seçkisinden çıkarılan ‘Kanun Hükmü’ adlı filmle ilgili herhangi bir yargı sürecinin bulunmadığı tarafımızca belgelendiği için filmin yarışma seçkisine geri alınmasına karar verilmiştir. / Ahmet Boyacıoğlu - Festival Yönetmeni.” Neresi mi derinlikli? Burada kahramanın yaşamöyküsündeki trajik eşik anlatılıyor. “Ben” formunda aslında. “Tarafımızca belgelendiği” ibaresindeki polisiye-aksiyon ve aynı zamanda araştırmacı belgeselcilik özelliğine de dikkat.

Yahu hangi yargı süreci? Ne yargısı? Şu anda bu memlekette normal yargı mı var? Bu bir. İkincisi: Film için “çıkartın şunu!” diye buyurulduğunda “peki abi” derken bakmadınız mı, hakkında “yargı süreci” var mıymış diye? Çıkarma kararını alırken, “madem yargı süreci varmış…” diye mi aldınız da sonradan “aa, yokmuş!” diyor ve geri alıyorsunuz?

Bu açıklamayı hizmet olsun diye tam tercüme ederdim, ama, sınırı aşmış baskı koşuları insanlara abuk sabuk şeyler yaptırabiliyor, bu yüzden iskonto mahiyetinde festival yöneticisini bundan esirgiyorum. Fakat buradaki kıvranmanın ve filmi festivalden atma kararı vermiş olmanın herhangi bir şekilde meşrulaştırılabileceğini sanmamalı kimse. Çok mu zordur, çıkıp, “Yahu ne FETÖ’sü, ne bilmemnesi! Ne alâkası var?” demek? “Neden KHK’lılarla ilgili herhangi bir belgesel yapılamasın?” demek imkânsız mı? (Film festivalinin ne olduğuna, siyasî iktidarın buna müdahalesinin kabul edilemezliğine falan hiç gelmeden konuşuyoruz bunları. Kimseden ekstra kahramanlık beklemiyoruz. Ortamın hepimiz farkındayız ya o bakımdan…)

Tabiî bütün bu olayın içinde, festival üzerinde söz sahibi olabildiğini bildiğimiz CHP’li belediyenin nasıl bir rol oynadığını öğrenmiş değiliz. Acaba “Anayasaya aykırı ama evet” tutumunu mu tekrarladılar yoksa festivalin onurunu savunmak için bakanlıkla, açıktan yapılmaması daha doğru olacak tartışmalar mı yürüttüler? Şimdi durduk yerde gürültü patırtı çıkaracak bir filmin, kabahat de bakanlığın üstünde kalacak şekilde ortalıktan çekilmesi işlerine mi geldi yoksa belediye direnmeye hazırdı da CHP genel merkezi mi “durun, Ümit Özdağ’a da bi danışalım” mı dedi de onları durdurdu yoksa tam tersi mi oldu..? Bir de CHP’yi renksizlikle, heyecansızlıkla suçlarlar; oysa bu parti söz konusu olunca hayatımız bütün bu ihtimallere açık, rengârenk hale geliyor… Umarım bu yazı yayınlandığında, belediye ve CHP, “sponsorlar çekilse de biz bu işin altından kalkacağız” falan gibi haysiyetli bir tavır takınmış olurlar.

Henüz tahammül kültürüne bile geçememişken çeşitliliğin zenginlik olduğunun kabul edilmesini beklemek şüphesiz “Boğaz’a karşı viski” mertebesinde lüks kaçıyor. Askeriyenin tek tip’inden güya sivil faşizan-bağnaz tek tip’e geçiş her alanda her şeyi daha seviyesizleştirdi, daralttı, ömrümüzden yiyor, kültürümüzden yiyor.

Belki diyeceksiniz ki: Ne kültürümüz vardı da!.. Var işte. Turizm ile ikisinin bakanlığı bile var.

Ümit Kıvanç
yazar@gazeteduvar.com.tr
29 Eylül Cuma 2023








Yönetmen ve yapımcılar Altın Portakal’dan çekildi

60. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde filmleri yer alan yönetmen ve yapımcılar ortak bir açıklama yayımlayarak, Kanun Hükmü belgeseli yarışmadaki yerini alana dek festivale katılmayacaklarını duyurdu.

Yönetmen Nejla Demirci'nin ihraç edilen iki kamu çalışanının mücadelesini anlatan "Kanun Hükmü" belgeseli, belgeselde yer alan kişilerden birinin yargı sürecinin devam ettiği iddiasıyla 22 Eylül’de 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin Ulusal Belgesel Yarışma Seçkisinden kaldırıldı.

2014'teki 51. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde belgesel dalında seçim yapan ön jüri, Gezi Direnişi'yle ilgili "Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek" adlı filmi festival yönetiminin listeden çıkardığını duyurmuş, bunun üzerine 11 jüri üyesi istifa etmişti.

Söz konusu sansüre dair bugün yönetmen ve yapımcılar ortak bir metne imza atarak, belgesel, yarışmadaki yerini alana dek festivalde yer almayacaklarını duyurdu.

Kabul edilemez
Açıklama metni ve imzacılar şöyle:

“60. Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, Ulusal Belgesel Film Yarışması ve Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması'nda yer alan filmlerin yönetmenleri ve yapımcıları olarak aşağıda imzası bulunan bizler, ‘Kanun Hükmü’ filminin yarışma programından çıkarılmasını, sanatsal ifade özgürlüğüne açık bir tehdit olarak görüyoruz.

“Özü itibariyle topluma ait olan festivallerin sansüre boyun eğmesinin kabul edilemez olduğunu düşünüyoruz. Kanun Hükmü filmi, Ulusal Belgesel Yarışması'ndaki yerini alana dek, filmlerimizle festivalde yer almayacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz."

Ulusal Uzun Metraj Yarışma Filmleri

8 X 8 (Yön. Kıvanç Sezer, Yap. Emin Akpınar)
Aniden (Yön. Melisa Önel, Yap. Alara Hamamcıoğlu)
Beraber (Yön. Mete Gümürhan, Yap. Nadir Öperli)
Bildiğin Gibi Değil (Yön. Vuslat Saraçoğlu)
Son Hasat (Yön. Cemil Ağacıkoğlu, Yap. Sezgi Üstün)
Tereddüt Çizgisi (Yön. Selman Nacar, Yap. Burak Çevik, Diloy Gölün)
Yurt (Yön. Nehir Tuna, Yap. Tanay Abbasoğlu, Dorothe Beinemeier, Thierry Lenouvel)

Ulusal Belgesel Yarışma Filmleri

Anlatsam Film Olur (Yön. Serdal Doğan)
Benim Adım Mutlu (Yön. Ayşe Toprak, Yap. Nick Read)
Ege Güneşi (Yön. Ömer Gümüşer, Yap. Cenker Ekemen)
Felsefe (Yön. Münir Alper Doğan, Yap. Birsen Karacan)
Mavi Kimlik (Yön. Burcu Melekoğlu, Vuslat Karan Yap. Dilek Aydın, Efe Durmaz)
Sen Kimsin? (Yön. Cenk Kaptan)

Ulusal Kısa Metraj Yarışma Filmleri

Aç Karnına Çıkmayalım (Yön. Yiğit Hepsev, Yap. Büke Akşehirli, Aslıhan Altuğ)
Ben Süpermarket Değilim (Yön. Ekrem Ayhan Çakay)
Dank (Yön. Tuvana Simin Günay, Yap. Ecem Gündoğan)
En Uzun Gece (Yön. Can Merdan Doğan, Yap. Erkan Taşkıran)
Her Gün Biraz Daha Kolay (Yön. Çağıl Bocut)
Kaç Gün Sürecek / Ewâ Çend Roj Be (Yön. Abdullah Çeper, Yap. Mustafa Köksalan)
Küçük Buluntular (Yön. Sevgi Ortaç)
Kruvasan (Yön. Aziz Alaca, Yap. Zöhre Koçkan Çelik)
Nasıl Kaybolunur (Yön. Tilbe Cana İnan, Yap. Onur Sefer)
Nehir / Rubor (Yön. Doğan Belge, Yap. Serap Akay Onun Kalesinde (Yön. Yasemin Demirci)
Sonunda (Yön. Resmiye Emir)
Tarihte Yaşanmamıs Olaylar / Serpâhatiyân Neqewimi (Yön. Ramazan Kılıç, Yap. Ekin Koç)
Zarafet ve Şiddet Arasında (Yön. Şirin Bahar Demirel)

bianet.org
27 Eylül 2023







Adana Altın Koza Film Festivalinin dün akşam düzenlenen ödül ve kapanış töreninde tüm jüri üyeleri ve pek çok sinemacı Nejla Demirci'nin Kanun Hükmü belgeselinin Antalya'da sansürlemesini protesto etti.

23 Eylül 2023



60. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin ülkemizin en köklü film festivalinde Nejla Demirci'nin "Kanun Hükmü" belgeselinin ani bir kararla yarışma programından çıkarılmasını şaşkınlık ve üzüntüyle izledik. Film Yönetmenleri Derneği olarak 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali'ndeki "Kanun Hükmü" filminin Belgesel Yarışma seçkisine geri alınmadığı sürece bu festivalin hiçbir yerinde olmayacağımızı belirtiyor ve kamuoyuna duyuruyoruz.

Film Yönetmenleri Derneği
23 Eylül 2023



"Film karakterlerinden birisinin yargılaması sürüyor" gibi felaket bir bahaneyle filmi festivalden çıkarmak, Gezi Direnişi, 10 Ekim, Madımak ve Roboski katliamları ile ilgili belgesel yapmayın demektir. Bu gerekçeyi uyduran CHP'li bir belediye ve sözüm ona "sanat özgürlüğüne saygılı "ilerici muhalif" festival sinemacıları, başkanları Ahmet Boyacıoğlu.

karahabervideoeylem
23 Eylül 2023



Neden Korktunuz ve Hangi Hakla Yasakladınız?

Korkularımızla yüzleşmeliyiz.
Antalya Altın Portakal Film Festivali, yine ve yeniden bir belgesel filme sansür uyguladı. Üyemiz Necla Demirci’nin “Kanun Hükmü” filmini, gerekçesi bile gerçek olmayan bir bahane ile festival dışı bırakarak filmin izleyicileriyle buluşmasını yasaklayacağını açıkladı.
Sorumuzu sormalıyız: Neden korktunuz ve hangi hakla yasakladınız?
Sorunun cevabını yasaklayanlar verecek.
‘Belgesel Sinema’nın durduğu yer belli. Kültür tarihinden adalet arayışına kadar topluma bir hafıza kazandırmaya çalışıyor. Olgulardaki hakikati ararken, sancılı olsa da yüzleşmeye cesaret ediyor. Aksinin toplumsal hafızayı hep yanılttığını biliyor. Böyle davranmayı kamusal yarar olarak görüyor.
Sanatın kendini ifade etme özgürlüğünü içimize sindirmeye ihtiyacımız var.
Sansür ve yasağı kabul etmiyoruz. Bu yanlıştan dönün.
Bir çağrımız da jüri üyeleri ve festivalde filmleri olan sinemacı arkadaşlarımıza.
Bir sorun yokmuş gibi davranmayın. Sansür ve yasağı meşrulaştırmayın.

Belgesel Sinemacılar Birliği
23 Eylül 2023





Altın Portakal jüri üyeleri: Görevimizi, 'Kanun Hükmü' seçkiye geri alınırsa yapacağız

Jüride yer alan Demet Akbağ, Zeynep Dadak, Ayşegül Aldinç, Özcan Alper, Onur Saylak, Mehmet Günsür gibi isimler bir açıklama yayınladı.

60. Antalya Altın Portakal Film Festivali jüri üyeleri, Nejla Demirci'nin ihraç edilen iki kamu çalışanının mücadelesini anlatan "Kanun Hükmü" belgeselinin Ulusal Belgesel Yarışma Seçkisinden kaldırılmasının ardından bir açıklama yayınladı.

Açıklamada, filmin seçkiye geri alınması halinde görevlerini yerine getirecekleri belirtiliyor.

Demet Akbağ, Zeynep Dadak, Ayşegül Aldinç, Özcan Alper, Onur Saylak, Mehmet Günsür, Ali Aga, Sema Kaygusuz, Behiç Ak, Deniz Tortum, Elif Refiğ, Hazar Ergüçlü, Paolo Bertolin, Ali Ercivan, Hakan Bıçakcı, Anna Maris Aslanoğlu, Ezel Akay, Engin Palabıyık, Senem Erdine ve Ahmet Gürata 'nın imzasının yer aldığı açıklama şöyle:

"Meslektaşımızla yan yanayız"
"60. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması, Edebiyat Uyarlaması Senaryo Yarışması, Belgesel Film Yarışması seçici kurulu bölümlerinde görevli jüri üyeleri olarak, ülkemizin en köklü film festivalinde Nejla Demirci'nin 'Kanun Hükmü' belgeselinin ani bir kararla yarışma programından çıkarılmasını şaşkınlık ve üzüntüyle karşıladık.

"Filmlerde suç unsuru arayan bu bakışı ve sansür yaptırımının normalleşmesini kabul etmiyoruz. Yıllardır süren Antalya Altın Portakal Film Festivali geniş bir mutabakatla topluma aittir. Demokratik ilkelerden, ifade özgürlüğünden ödün veremez. Bu bağlamda sanatçılar için güvenli bir alan olmaya devam etmesi yaşamsaldır. Jüri üyeleri olarak bizler de meslektaşlarımızla yan yana durmayı görev biliyoruz.

"İmzası bulunan jüri üyeleri olarak, 60.Antalya Altın Portakal Film Festivali'ndeki görevimizi 'Kanun Hükmü' filminin Belgesel Yarışma seçkisine geri alınmasıyla yerine getirebileceğimizi kamuoyuna duyururuz."

Ne olmuştu?
Yönetmen Nejla Demirci'nin ihraç edilen iki kamu çalışanının mücadelesini anlatan "Kanun Hükmü" belgeseli, belgeselde yer alan kişilerden birinin yargı sürecinin devam ettiği iddiasıyla 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin Ulusal Belgesel Yarışma Seçkisinden kaldırıldı.

2014'teki 51. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde belgesel dalında seçim yapan ön jüri, Gezi Direnişi'yle ilgili "Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek" adlı filmi festival yönetiminin listeden çıkardığını duyurmuş, bunun üzerine 11 jüri üyesi istifa etmişti.
Konuyla ilgili dün (22 Eylül) açıklama yapan Antalya Altın Portakal Film Festivali Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu, yargı süreci bitene kadar filmin festivalden çıkarıldığını duyurdu ve ekledi: "Biz; sinemanın bağımsızlığına, sanatçıların fikirlerini özgürce yansıtabilmesi gerektiğine yürekten inanıyoruz."

Yönetmen Demirci ise açıklamayı ve yaptırımı "hukuka aykırı" olarak değerlendirdi.

BİA Haber Merkezi
23 Eylül 2023







Kamuoyuna Duyuru!!!
Bugün Belgesel Sinemaya yapılan darbeye karşı basın açıklamamızdır.
#KanunHükmümdeSansür

Kanun Hükmünde Kararnameler ile kamu görevinden çıkarılan doktor Yasemin ve öğretmen Engin’in ihraç sonrası gösterdikleri mücadeleyi anlatan KANUN HÜKMÜ / THE DECREE belgeselimiz ani bir karar ile 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Belgesel Yarışma Seçkisinden kaldırıldı.

Doktor Yasemin Demirci ve Öğretmen Engin Karataş hakkında kesinleşmiş herhangi bir yargılama söz konusu değilken festival mazeret olarak belgeselin bir karakterinin yargı sürecinde olduğunu iddia ediyor.

Belgeselimiz henüz yapım aşamasındayken yapımı yasaklanmış ve bu sebep ile yargıya başvurmuştuk. Nihayetinde AYM eserimi ifade özgürlüğü, bilim ve sanat özgürlüğü çerçevesinde değerlendirdi ve tarafıma tazminat ödenmesine karar verildi.
Sinema faaliyetini topluma aktarmak için yola çıkmış bir festivalin 60. Yılında doğru olmayan ve dahi doğru olsa bile kendisini ilgilendirmeyen bir yargı süreci işten ayrılma işleminin hukuka aykırılığı ile ilgilidir.

Belgeselin konusu ise sivil direniş ve mücadele örneğidir. Mahkeme üzerinde belgesel filmin hiçbir baskı etkinliği yokken KHK ile öğretmeni işten çıkaran yönetimin fiili baskısı vardır
Filmin kaldırılma gerekçesi aldatmacadır, mahkemeyi etkileme potansiyeli mevcut iktidarda fazlasıyla vardır, filmler sadece toplumu bilgilendirme amaçlıdır

Bu yaşanan hukuksuzluk, açık seçik sansürün muhatabı sanat özgürlüğünden yararlanması gereken Türkiye toplumudur. Hukuk, demokrasi isteyen Türkiye toplumu mağdur edilmiştir.

Bu yaşanan Belgesel Sinemaya bir darbedir.

Bunun sorumlusu Antalya Altın Portakal Film Festivalidir.

Nejla Demirci
22 Eylül 2023










Antalya Altın Portakal Belgesel ve Kısa Metraj Film Yarışmaları’nda Yarışacak Filmler Belli Oldu!

Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde 7-14 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Belgesel Film ve Kısa Metraj Film Yarışması’nda yarışacak yapımlar açıklandı. Doç. Dr. Ahmet Gürata, Senem Erdine ile Engin Palabıyık’tan oluşan seçici kurul bu yıl Belgesel Film Yarışması için 8, Kısa Metraj Film Yarışması için 14 filmi seçti.

Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda 8 film yarışacak

Yılın en yeni belgesellerini bir araya getirecek Ulusal Belgesel Film Yarışması’na gelen 56 başvuru arasından sekiz film seçkiye alındı. Serdal Doğan’ın yönettiği Anlatsam Film Olur; Nick Read ve Ayşe Toprak’ın birlikte yönettikleri Benim Adım Mutlu; İpek Kent ve Efe Öztezdoğan’ın birlikte yönettikleri Eclipse; Ömer Gümüşer’in yönettiği Ege Güneşi; Münir Alper Doğan’ın yönettiği Felsefe; Nejla Demirci’nin yönettiği Kanun Hükmü; Burcu Melekoğlu ve Vuslat Karan’ın birlikte yönettikleri Mavi Kimlik ile Cenk Kaptan’ın yönettiği Sen Kimsin? bu yıl Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Altın Portakal için yarışacak filmleri oluşturuyor.

Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması’nda 14 film yarışacak

Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması’nda gelen 164 başvuru arasından 14 film seçkiye alındı. Yiğit Hepsev’in yönettiği Aç Karnına Çıkmayalım; Ekrem Ayhan Çakay’ın yönettiği Ben Süpermarket Değilim; Tuvana Simin Günay’ın yönettiği Dank; Can Merdan Doğan’ın yönettiği En Uzun Gece; Çağıl Bocut’un yönettiği Her Gün Biraz Daha Kolay; Abdullah Çeper’in yönettiği Kaç Gün Sürecek; Aziz Alaca’nın yönettiği Kruvasan; Sevgi Ortaç’ın yönettiği Küçük Buluntular; Tilbe Cana İnan’ın yönettiği Nasıl Kaybolunur; Doğan Belge’nin yönettiği Nehir; Yasemin Demirci’nin yönettiği Onun Kalesinde; Resmiye Emir’in yönettiği Sonunda, Ramazan Kılıç’ın yönettiği Tarihte Yaşanmamış Olaylar ve Şirin Bahar Demirel’in yönettiği Zarafet ve Şiddet Arasında festivalin Kısa Metraj Film Yarışması’na seçilen filmlerini oluşturuyorlar.

Önümüzdeki günlerde açıklanacak ana jürinin değerlendirmesi sonucunda Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda 60 bin TL değerinde En İyi Film Ödülü, 30 bin TL değerinde Jüri Özel Ödülü; Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması’nda 30 bin TL değerinde En İyi Film Ödülü ve 20 bin TL değerinde Jüri Özel Ödülü verilecek. Ödüller 14 Ekim akşamı düzenlenecek Ödül Töreni’nde sahiplerini bulacak.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in başkanlığını yaptığı 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin idari direktörlüğünü Av. Cansel Tuncer, yönetmenliğini Dr. Ahmet Boyacıoğlu üstlenirken, sanat yönetmenliğini Başak Emre, Antalya Film Forum direktörlüğünü ise Armağan Lale ve Pınar Evrenosoğlu yürütüyor.

ULUSAL BELGESEL FİLM YARIŞMASI
Anlatsam Film Olur / Serdal Doğan
Benim Adım Mutlu / Nick Read, Ayşe Toprak
Eclipse / İpek Kent, Efe Öztezdoğan
Ege Güneşi / Ömer Gümüşer
Felsefe / Münir Alper Doğan
Kanun Hükmü / Nejla Demirci
Mavi Kimlik / Burcu Melekoğlu, Vuslat Karan
Sen Kimsin? / Cenk Kaptan

ULUSAL KISA METRAJ FİLM YARIŞMASI
Aç Karnına Çıkmayalım / Yiğit Hepsev
Ben Süpermarket Değilim / Ekrem Ayhan Çakay
Dank / Tuvana Simin Günay
En Uzun Gece / Can Merdan Doğan
Her Gün Biraz Daha Kolay / Çağıl Bocut
Kaç Gün Sürecek / Abdullah Çeper
Kruvasan / Aziz Alaca
Küçük Buluntular / Sevgi Ortaç
Nasıl Kaybolunur / Tilbe Cana İnan
Nehir / Doğan Belge
Onun Kalesinde / Yasemin Demirci
Sonunda / Resmiye Emir
Tarihte Yaşanmamış Olaylar / Ramazan Kılıç
Zarafet ve Şiddet Arasında / Şirin Bahar Demirel






Ulusal Uzun Metraj Film Yarışma Jürisi

Demet Akbağ / Jüri Başkanı
İstanbul Üniversitesi Belediye Konservatuarı Tiyatro Bölümü mezunu Demet Akbağ, Gönül Ülkü & Gazanfer Özcan Tiyatrosu’nda başladığı profesyonel kariyerine 80’li yıllarda çeşitli tiyatro topluluklarıyla sahneye çıkarak devam etti. Baldız ile Bacanak dizisinin ardından Davacı filmiyle sinemaya giriş yaptı. 1993’te Tersine Dünya’daki performansıyla Antalya Film Festivali’nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’nü aldı. Otogargara (1995-98) oyunu büyük ilgi gördü, aynı yıl televizyon ekranlarında yayınlanmaya başlanan Bir Demet Tiyatro ve Akbağ'ın hayat verdiği karakterler altı yıllık yolculuğu boyunca popülerliğini korudu. Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü? (1998), Bana Bir Şeyhler Oluyor (2002) ve Haybeden Gerçeküstü Aşk (2004) adlı oyunlarda başrolü üstlendi. Vizontele (2001) ile Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülüne layık görüldü. Vizontele Tuuba (2003), Neredesin Firuze (2004), O... Çocukları (2008) ve Eyyvah Eyvah (2010) filmlerinde başrol oynadı, İstanbul’un Altınları (2011), Sevdaluk (2013), Çok Aramızda (2018) gibi dizilerde rol aldı, tek kişilik gösterisi Bir Demet Muhabbet’le (2016) sahneye çıktı. Kurtuluş Son Durak (2012), Hükümet Kadın (2013) filmleriyle sinema seyircisiyle buluşmaya devam etti, Altın Palmiye ödüllü Kış Uykusu’nda (2014) rol aldı. Nadide Hayat (2015), Hedefim Sensin (2018) ve 9 Kere Leyla (2020) filmlerinde başrol oynadı, 2022 yılında 15 yıllık aranın ardından tiyatro sahnesine dönerek Aydınlıkevler oyunuyla seyirciyle buluştu.

Ali Aga
Uzun metrajlı filmler başta olmak üzere belgesel, kısa film, dizi, reklam, sanat videoları kurguluyor, farklı disiplinlerden filmlerin yapımcılığını üstleniyor. Ali Aga’nın çalıştığı filmler Berlinale, Toronto, Locarno, BFI Londra, Moskova, Tokyo, Roma, IDFA, MoMA ve Saraybosna Film Festivalleri’nin yarışmalarında gösterildi ve ödüllendirildi. 2017’de Berlinale Talent Campus’e katıldı. 20. Adana Altın Koza Film Festivali ve 25. Ankara Film Festivali’nde Gözümün Nûru (2013), 38. İstanbul Film Festivali ve 20. Adana Altın Koza Film Festivali’nde Görülmüştür (2019), 35. İstanbul Film Festivali’nde Kalandar Soğuğu (2015), 53. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Genç Pehlivanlar’la (2016) En İyi Kurgu ödüllerine, 9. London FilmFest International’da Orman’la (2015) Yabancı Dilde En İyi Kurgu Ödülü’ne layık görüldü. Cici (2022), Kerr (2021), Daha (2017) Kuzu (2014) ve Şimdiki Zaman (2012) gibi uzun metrajlı filmler, Uysallar (2022), Bir Başkadır (2020), Şahsiyet (2018) gibi dizi projeleri, Karganın Aşınan Gagası (2018), Sulukule Mon Amour (2016), Dondurma (2014) gibi kısa film projeleri, Genç Pehlivanlar (2016), Bağlar (2016) ve Saroyan Ülkesi (2013) gibi belgesel filmlerin kurgusunu yaptı. Üniversitelerde, masterclass ve atölye çalışmalarında eğitim verdi. Ulusal ve uluslararası film festivallerinde jüri üyeliği yaptı. Kurgucular Dayanışması’nın (KUDA) kurucu üyelerindendir.

Ayşegül Aldinç
İstanbul’da doğdu, Marmara Üniversitesi Seramik Bölümü'nden mezun oldu. Yıldız Porselen Fabrikası’nda altı yıl desinatör olarak çalıştı. Sanat kariyeri 1981 yılında Eurovision Şarkı Yarışması'nda Modern Folk Üçlüsü’yle birlikte katıldığı, Ali Kocatepe’nin seslendirdigi "Dönme Dolap" isimli şarkıyla başladı. 1988 yılında ilk albümü Ve Ayşegül Aldinç’le profesyonel müzik hayatına geçiş yapti. "Karasevda," "Gözlerin Su Yeşili" gibi çok popüler şarkıların yer aldığı bu albümden sonra 1991 yılında Benden Söylemesi, 1993'te Alev Alev, 1996’da Söze ne Hacet, 2000 yılında Nefes ve 2016’da Sek’iz albümlerini yayınladı. 1986 yılında yönetmenligini Orhan Aksoy'un yaptigi ve başrolleri Ediz Hun'la paylaştığı Acımak adlı mini tv dizisinde rol aldı. 1987'de Şerif Gören'in yönettiği Katırcılar’da Kadir İnanır’la, 1989’da Yavuz Özkan yönetmenliğindeki Yağmur Kaçakları’nda Tarık Akan’la başrolü paylaştı. Ağrı’ya Dönüş (1994) ve Deniz Bekliyordu (1998) adlı filmlerden sonra, 1994 yılında, Osman Sınav’ın yönettiği Gerilla adlı filmle Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü aldı. Kahpe Bizans (1999), Güle Güle (2000) ve Hayal Kurma Oyunları (2004) gibi filmlerin yanı sıra, Taşların Sırrı (1992), Aziz Ahmet (1994), Aşk ve Gurur (2002), Son Yaprak (2004) ve Pis Yedili’nin (2011) de aralarında bulunduğu birçok dizide rol aldı.

Mehmet Günsur
1975 yılında İstanbul’da doğdu. Genç yaşta tv reklamlarıyla oyunculuk kariyerine başladı. 1989’da TRT’de yayınlanan Geçmiş Bahar Mimozaları adlı dizide oynadı. İtalyan Lisesi’nden ve Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra oyunculuk kariyerine Türkiye ve İtalya’da devam etti. 1998 yılında Sır Dosyası adlı dizide oynadı, Ferzan Özpetek’in ödüllü Hamam (1999) adlı filmiyle geniş kitleler tarafından tanındı. 2000 yılında Hayal Kurma Oyunları adlı filmde rol aldı, aynı yıl İtalya’da Bent adlı tiyatro oyununda başrolde sahneye çıktı. Kariyerine İtalya’da devam eden sanatçı, Il Papa Buono (2003), Stregeria (2003), Se Chiudi Gli Occhi (2008) gibi İtalyan yapımlarında oynadı. Türkiye’de O Şimdi Asker (2003), Anlat İstanbul (2005), Aşk Tesadüfleri Sever (2011) filmlerinde, Pilli Bebek (1999), Kasırga İnsanları (2003), Beyaz Gelincik (2004), Atiye (2019) dizilerinde rol aldı. ABD yapımı Fall Down Dead (2007) adlı filmde oynadı. Muhteşem Yüzyıl (2007) dizisinde Şehzade Mustafa’yı canlandırdı. Unutursam Fısılda (2014), İstanbul Kırmızısı (2017), Martıların Efendisi (2017) filmlerinde oynadı, çevre meselelerinde farkındalık yaratmayı amaçlayan Kanaga (2018) adlı bağımsız web dizisini yaptı. La Compagnia del Cigno (2021) ve Arayış (2023) dizilerinde rol aldı.

Onur Saylak
1977’de Ankara’da doğan yönetmen, oyuncu ve senarist, OTDÜ Fizik bölümünde başladığı üniversite eğitimini Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde tamamladı. Bizim Evin Halleri (2000), Hisarbuselik (2006), Kod Adı (2007), Asi (2008), Vatanım Sensin (2016), Çarpışma (2018) gibi televizyon dizileriyle ekranda yer alan oyuncu, Getto (2000), Üç Kuruşluk Opera (2001), Bir Yaz Gecesi Rüyası (2005), Arzu Tramvayı (2017), Evlat (2019) gibi oyunlarla tiyatro sahnesinde seyirciyle buluştu. Sinemaya 15. Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü’nü alan Sonbahar (2008) filmiyle adım atan Saylak, Güz Sancısı (2009), Denizden Gelen (2009), Mavi Dalga (2013), Rüzgârın Hatıraları (2015), filmlerinde sergilediği performanslarla sinema seyircisinin büyük beğenisini kazandı. Yönetmenliğini yaptığı ilk uzun filmi Daha (2017) ile dünya çapında ödüller kazandı ve geniş kitlelere ulaştı, 2022’de mini dizi Uysallar’ı yönetti, 2023’te Boğa Boğa adlı filmin yönetmenliğini üstlendi. 2015 yılında kurduğu b.i.t. Arts adlı yapım şirketiyle film sektörüne de giriş yapan Saylak, 2018 yılında yönetmen koltuğuna oturduğu Şahsiyet dizisiyle büyük beğeni topladı. Oyunculuk ve yönetmenlik kariyerine devam etmektedir.

Özcan Alper
1975’te Artvin’de doğdu. İlk filmi Sonbahar (2008) dünya çapında altmıştan fazla film festivaline davet edildi ve Adana Altın Koza Film Festivali’nde EN İyi Film ve Jüri Özel Ödülü de dahil olmak üzere ödüller aldı, Avrupa Film Akademisi tarafından Yılın Avrupa Keşif Ödülü’ne aday gösterildi. İkinci filmi Gelecek Uzun Sürer’in (2011) ilk gösterimi 36. Uluslararası Toronto Film Festivali’nde yapıldı. Üçüncü filmi Rüzgârın Hatıraları (2015), Cannes Film Festivali Cinéfondation L'Atelier programına seçildi, Rotterdam Film Festivali Hubert Bals Fonu ve Busan Film Festivali Asian Film Market tarafından desteklendi. 2020 yılında çektiği Karanlık Gece adlı filmi 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film ve En İyi Senaryo ödüllerine layık görüldü. 2021 yılında Kemal Varol’un Âşıklar Bayramı adlı romanını filme uyarladı, filmin başrolünde Kıvanç Tatlıtuğ oynadı. Film Netflix orijinal etiketiyle 2022 yılının Eylül ayında gösterime girdi. Özcan Alper’in filmleri dünya çapında yüzden fazla festivalde gösterildi ve elliden fazla ödül aldı. Alper, Kemal Varol’un Haw adlı romanından uyarlayacağı uzun metraj animasyon film projesi üzerine çalışmaktadır.

Sema Kaygusuz
1972 Samsun doğumlu öykü, roman, deneme, oyun ve senaryo yazarı Sema Kaygusuz’un ilk öyküleri Kitap-lık, Adam Öykü, Varlık dergilerinde yayımlandı. İlk yazı dosyasıyla Varlık Dergisi Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülü’nü (1995) kazandı. Ortadan Yarısından (1997), Sandık Lekesi (2000), Doyma Noktası (2002), Esir Sözler Kuyusu (2004) adlı öykü kitapları yayımlanan yazar, Sandık Lekesi adlı kitabıyla 2000 yılında Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nü aldı. 2006 yılında yayımlanan ilk romanı Yere Düşen Dualar eleştirmenler ve okurların takdirini kazandı, çevrildiği dillerde de yazarına çeşitli ödüller getirdi. 2016 yılında Barbarın Kahkahası adlı romanıyla 71. Yunus Nadi Ödülleri'nde roman dalında birinciliğe layık görüldü. Atlas dergisinde coğrafya yazıları da yazan Kaygusuz, "yaratıcı okuma" üzerine atölye çalışmaları düzenledi. Ulusal ve uluslararası alanda birçok ödül aldı, DAAD Programı konuğu olarak 2010 yılını Berlin’de geçirdi, davet edildiği başka edebiyat programları aracılığıyla Viyana, Paris, Londra gibi metropollerde yaşadı. Eserleri birçok dile çevrilen yazar, Bergen ve Altın İstiridye Ödülü alan Pandora’nın Kutusu adlı sinema filmlerinin yazarlarındandır. İngilizceye çevrilen kitapları Yüzünde Bir Yer ve Esir Sözler Kuyusu ödüller almıştır.


Ulusal Uzun Metraj Film Yarışma SİYAD Jürisi

Ali Ercivan
1976 İstanbul doğumlu. Mimar Sinan Üniversitesi Sinema-Tv Bölümü’nü bitirdi. Ardından Bilgi Üniversitesi Sinema ve Televizyon Bölümü’nde Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. Lütfi Ö. Akad ve Memduh Ün danışmanlığında gerçekleştirdiği öğrenci filmlerinin ardından, en son 2022 yılında kısa metrajlı projesi Lekesiz ile ulusal ve uluslararası festival programlarında yer aldı. 2008’den bu yana televizyon ve sinema alanlarında senaristtir. 2004’ten beri de farklı yayın kuruluşlarında sinema yazarı olarak çalışmaktadır. SİYAD üyesidir.

Fatih Özgüven
1957 İstanbul doğumlu gazeteci, yazar, çevirmen, sinema ve edebiyat yazarı Özgüven, Avusturya Lisesi ve İÜEF İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunudur. Çevirileri, sinema ve edebiyat yazıları birçok dergide yayınlandı. İletişim Yayınları'nda editörlük yaptı. Boğaziçi Üniversitesi ve Bilgi Üniversitesi'nde sinema ve edebiyat dersleri verdi. Nabokov, Mann, Borges, Kundera, Woolf, Isherwood, Auster gibi yazarları çevirdi. Esrarengiz Bay Kartaloğlu (1990) adlı bir romanı, Yerüstünden Notlar (2001) adlı bir deneme kitabı, Bir Şey Oldu (2006), Hiç Niyetim Yoktu (2007) ve Hep Yazmak İsteyenlerin Hikâyeleri (2010) adlı üç öykü kitabı var. PEN Yazarlar Derneği ve SİYAD üyesidir.

Yeşim Tabak
Kültür-sanat gazeteciliğine 1999’da başladı, farklı mecralarda (günlük gazete, dergi, tv) film eleştirmenliği yaptı, muhabir ve editör olarak görev aldı. Sanat etkinlikleri düzenledi, radyo için müzik programı hazırlayıp sundu, sinemadan esinlenen iki sahne performansı yazıp yönetti, kamera arkası belgeselleri ve kısa videolar çekip kurguladı. Haziran 2019-Şubat 2022 tarihleri arasında Altyazı Sinema Dergisi'nde editörlük yaptı. SİYAD ve FIPRESCI üyesidir.


Ulusal Uzun Metraj Film Yarışma FİLM-YÖN Jürisi

Biket İlhan
Biket İlhan İzmir’de doğdu. Ankara Gazi Üniversitesi İngilizce Bölümü’nden mezun oldu. 13 yıl boyunca çeşitli kurumlarda İngilizce öğretmenliği yaptı. Film kariyerine 1981 yılında yönetmen asistanı olarak başladı. Uzun metrajlı filmler, diziler ve belgeseller dahil olmak üzere 14 projede yönetmen olarak çalıştı. 1991’de Sinevizyon Yapım Şirketi’ni kurdu. Ayrıca yabancı ülkelerden yapımcılarla bazı filmlerin ortak yapımcılığını yaptı.

Eylem Kaftan
Eylem Kaftan Boğaziçi Üniversitesi Felsefe bölümünde okudu. Kanada’da York Üniversitesi’nde Sinema-Tv yüksek lisansı yaptı. TeleQuebec, VisionTV, National Film Board of Canada gibi çeşitli Kanada kanallarına, Aljazeera ve TRT'ye belgeseller hazırladı. TRT ortak yapımı, Kültür Bakanlığı destekli Kovan adlı ilk uzun metraj kurmaca filmi uluslararası festivallere katıldı, En İyi Film, En İyi Yönetmen dahil olmak üzere önemli ödüller kazandı. Kovan, Netflix'te tüm dünyada yayınlanmaya devam ediyor. Bir Gün, 365 Saat adlı yeni belgeselinin ilk gösterimi 29. Saraybosna Film Festivali'nde yapıldı. Kaftan, aynı zamanda Film Yönetmenleri Derneği genel sekreteridir.

Tayfur Aydın
Yönetmen, senarist ve yapımcı Tayfur Aydın, 2008 yılında ilk kısa filmi Sen Olmak’ı yönetti. Daha sonra yönettiği kısa filmleri ulusal ve uluslararası festivallerde ödüller aldı. 2011 yılında ilk uzun metrajlı filmi olan İZ/REÇ’i çekti. 2016 yılında ikinci filmi olan SİYAH KARGA’yı çeken Aydın, birçok festivalde yarıştı ve ödüller aldı. 2013 yılında MTA Film Yapım Şirketi’ni kurdu. Birçok kısa, uzun ve belgesel filme yapımcı olarak imza attı. Şu anda yeni projeleri ön hazırlık aşamasındadır.

Ulusal Belgesel Film Yarışması Jürisi

Behiç Ak
Yıldız Üniversitesi ve İTÜ’de mimarlık eğitimi aldı. Sinema filmlerinde sanat yönetmenliği yaptı. 1994’te yönetmenliğini ve yazarlığını yaptığı SiyahPerde - Türk Sinemasında Sansürün Tarihi adlı filmi Ankara Film Festivali’nde En İyi Belgesel Film Ödülü’nü aldı. 1982’den beri Cumhuriyet gazetesinde gündelik hayatı eleştiren günlük bant karikatürler çiziyor. Karikatürleri 1996’da Gazeteciler Cemiyeti Ödülü’ne, 2016 yılında Sedat Simavi Ödülü’ne layık görüldü. Yazdığı tiyatro oyunları devlet tiyatroları, şehir tiyatroları ve özel tiyatrolarda sahnelendi. 1993’te Bina adlı oyunu Kültür Bakanlığı Özel Ödülü’nü, 1996’da Ayrılık, 2003’te Tek Kişilik Şehir adlı oyunu Cevat Fehmi Başkut Özel Ödülü’nü aldı. Oyunları Türkiye, Almanya, Belçika, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’nde sahneye konmuştur. 1980’lerin başından beri çocuk kitapları yazıp resimleyen Behiç Ak’ın kitapları Türkiye, Japonya, Kore, Çin, Ukrayna ve Almanya’da yayımlandı. Yaşasın Ç Harfi Kardeşliği adlı çocuk kitabı 2014’te ÇOGEM tarafından Yılın Romanı seçildi. Yaptığı sosyal çalışmalar için 2012 yılında TMMOB Mimarlar Odası tarafından Mimarlığa Katkı Başarı Ödülü’ne layık bulundu.

Deniz Tortum
1989 İstanbul doğumlu. Filmleri ve medya çalışmaları Venedik Film Festivali, SXSW Festivali, Uluslararası Rotterdam Film Festivali, Amsterdam Uluslararası Belgesel Film Festivali, Hot Docs ve Dokufest dahil olmak üzere pek çok festivalde gösterildi. 2019’da Filmmaker Magazine tarafından Bağımsız Sinema’nın 25 Yeni Yüzü arasında gösterildi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde geçen ve ilk gösterimi Uluslararası Rotterdam Film Festivali’nde yapılan Maddenin Halleri (2020) Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ve İstanbul Film Festivali’nde En İyi Belgesel ödülüne layık görüldü. Kathryn Hamilton’la birlikte yönettikleri kısa filmi Our Ark’ın (2021) ilk gösterimi Amsterdam Uluslararası Belgesel Film Festivali’nde yapıldı ve İstanbul Film Festivali’nde En İyi Kısa Film ödülünü kazandı. Institute of Time’ın yapımcılığını üstlendiği, Hamilton’la birlikte yönettikleri sanal gerçeklik filmi Shadowtime’ın (2023) ilk gösterimi 80. Venedik Film Festivali’nde yapıldı.

Zeynep Dadak
Sinema alanında Marmara Üniversitesi’nde lisans ve Bilgi Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimi aldıktan sonra New York Üniversitesi Tisch School of the Arts’ta Sinema Çalışmaları doktorasını tamamladı. 2004-2020 yılları arasında Altyazı Sinema Dergisi’nin yayın kurulunda yer aldı. Merve Kayan’la birlikte yazıp yönettiği, ilk gösterimi Berlin Film Festivali’nde yapılan Mavi Dalga (2013) Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi İlk Film de dahil olmak üzere üç ödül kazandı. Filmleri Rotterdam, Sheffield, American Film Institute gibi festivallerde gösterildi. 2018’de Medienboard Berlin konuk sanatçı programına davet edildi ve Berlin Senatosu Sanatçı Bursu’na layık görüldü. Yazıp yönettiği, ilk gösterimi Dokufest’te yapılan yaratıcı belgeseli Ah Gözel İstanbul (2020), İstanbul Film Festivali başta olmak üzere ulusal ve uluslararası festivallerde ödüller kazandı. 2021 yılında Gain platformu için Terapist isimli dizinin yönetmenliğini üstlendi. İstanbul Kadir Has Üniversitesi ve NYU Berlin’de sinema dersleri vermeye devam ediyor; Berlinale Co- Production Market ve Torino Film Lab’de danışmanlık ve eğitmenlik yapıyor. Yeni kurmaca filmi Uyku Kampı’nın hazırlıklarını Berlin ve İstanbul’da sürdürüyor.

Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması Jürisi

Elif Refiğ
Sinema alanında yüksek lisansını New York'taki Columbia Üniversitesi’nde tamamladı. Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi, Hollywood Basın İştiraki ve Caucus Vakfı’nın desteklediği kısa filmleri uluslararası festivallerde birçok ödül aldı. İlk uzun metrajlı filmi Ferahfeza Global Film İnisiyatifi ve CineReach tarafından desteklendi ve Lecce Avrupa Film Festivali'nde FIPRESCI Ödülü kazandı. Son kısa filmi Siz Biraz Uzak Kaldınız Tampere Film Festivali'nde gösterildi ve Antalya Film Festivali'nde Altın Portakal Ödülü’nü aldı. Murat Mahmutyazıcıoğlu’yla birlikte geliştirdikleri Yalnızlar adlı senaryo Antalya Film Festivali Edebiyat Uyarlaması Senaryo Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü aldı. New York Columbia Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi ve Berlin Weissensee Akademisi’nde senaryo ve yönetmenlik dersleri verdi. Koç Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışmaktadır.

Hazar Ergüçlü
1992’de KKTC’de doğan Hazar Ergüçlü, Haliç Üniversitesi Konservatuarı Tiyatro Bölümü mezunudur. 17 yaşında Gölgeler ve Suretler filmiyle sinema kariyerine adım attı. Sinema ve televizyonda birçok başarılı yapımda yer aldı. Ortak yapımcısı da olduğu Kar filmindeki performansıyla Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandı. Ahlat Ağacı filmiyle Cannes Film Festivali’ne katıldı. Kuzey Güney, Medcezir, Yüksek Sosyete, Alev Alev gibi dizilerle geniş kitlelere ulaştı. Netflix’in ilk orijinal dizisi Hakan Muhafız’ın başrolünde ve Blu Tv’nin Saklı adlı dizisinin başrolünü oynadı. İngiltere’de BBC One kanalında yayınlanan Mallorca Files dizisinde rol aldı. Televizyon ve sinemadaki projeleriyle birçok ödül alan oyuncu önemli markaların reklam filmlerinde rol aldı. Netflix’te yayınlanan Gönül adlı filmde başrol oynadı. Kapalı gişe oynayan Timsah Ateşi oyunundaki performansıyla Yeni Tiyatro Dergisi Emek ve Başarı Ödülleri’nin En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne rol arkadaşı Funda Eryiğit’le birlikte layık görüldü.

Paolo Bertolin
Festival programcısı ve yapımcı Paolo Bertolin, Venedik Film Festivali’nin program ekibine 2008 yılında katıldı. 2019 ve 2020’de Cannes Film Festivali’nin Yönetmenlerin On Beş Günü Bölümü’nün seçici kurul üyesiydi. 2016 ve 2021 arasında Locarno Film Festivali’nin Açık Kapılar??? girişiminin sanat danışmanlığını üstlendi. Rotterdam, Doha Film Enstitüsü, Annecy Cinéma Italien, Nyon Visions du Réel, Nyon Visions du Réel, Mumbai, Beijing, Bratislava, Hanoi film festivalleri dahil olmak üzere çok sayıda uluslararası film festivali ve film enstitüsünü için çalıştı. Phan Dang Di’nin Big Father, Small Father and Other Stories (2015) ve Lav Diaz’ A Lullaby to the Sorrowful Mystery (2016) adlı filmleri yapım sürecinde yer aldığı filmler arasındadır. Avrupa Film Akademisi (EFA) ve Asya Pasifik Ekran Ödülleri (APSA) üyesidir.

Edebiyat Uyarlaması Senaryo Yarışması Jürisi
Anna Maria Aslanoğlu
Ezel Akay
Hakan Bıçakcı






60. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ortak yapım marketi ve proje geliştirme platformu Antalya Film Forum 10. yılını kutluyor. 8-10 Ekim tarihleri arasında fiziki, 10-12 Ekim tarihleri arasında çevrimiçi düzenlenecek Antalya Film Forum için başvurular festivalin web sitesi üzerinden başladı!






60. Antalya Altın Portakal Film Festivali 7-14 Ekim'de düzenlenecek

Antalya Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, bu yıl 60'ıncı yaşını kutlayacak festival, Türkiye'de ilk kez gösterilecek filmlerin yer alacağı Ulusal ve Uluslararası Yarışmalar ile yılın merakla beklenen yapımlarını içeren özel gösterimlerden oluşacak.

Festivalde Ulusal Uzun Metraj, Ulusal Belgesel ve Ulusal Kısa Metraj Film Yarışmaları ve Uluslararası Yarışma kategorilerinde, 1 milyon 275 bin lira değerinde ödül dağıtılacak. Antalya Film Forum'un beş ayrı platformda toplam 550 bin lira değerinde ödül vereceği festivalde, geçen yıl başlayan "Edebiyat Uyarlaması Senaryo Yarışması'nın ödülü ise 120 bin lira olarak belirlendi.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in başkanlığını yaptığı 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin idari direktörlüğünü Cansel Tuncer, yönetmenliğini Ahmet Boyacıoğlu üstlenirken, sanat yönetmenliğini Başak Emre, Antalya Film Forum direktörlüğünü ise Armağan Lale ve Pınar Evrenosoğlu yürütecek.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Cumhuriyetin 100. yılında festivali sanatseverlerle buluşturmaktan onur duyduklarını söyledi. Festival için heyecanlı olduklarını aktaran Böcek, "Cumhuriyetimizin izinde devam ettirdiğimiz festivalimiz için çalışmalara başladık. 14 kategoride ödül heyecanının yaşanacağı Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması'nın jürisine bu yıl usta oyuncu Demet Akbağ başkanlık edecek. Festivalimiz kapsamında sinema sektörü bu yıl toplam 1 milyon 945 bin liralık ödülle desteklenecek. Ekim ayında sinemanın kalbi yine Antalya’da atacak." ifadelerini kullandı.

10 Temmuz 2023