Özel Alev Lisesi
5. Kısa Film
Festivali
2. Uluslararası Kısa Film Yarışması
15 Mart - 3 Nisan 2013
Son Başvuru Tarihi - 08 Mart 2013
Tema - Göç, Yollar, Sınırlar…
Düzenleyen : Özel Alev Lisesi
alevkisafilm.com
Özel Alev Okulları “Uluslararası Kısa Film Yarışması”
Yarışmaya son katılım tarihi 8 Mart 2013 Cuma
Özel Alev Okulları'nın 5 yıldır düzenlediği kısa film yarışması geçtiğimiz sene
uluslararası boyuta taşındı ve “Uluslararası Kısa Film Yarışması” ismini aldı.
Bu yıl 2.'si gerçekleştirilecek olan yarışmanın konusu “Göç, yollar, sınırlar…”
olarak belirlendi.
Mayıs ayında gerçekleştirilecek olan yarışmada Kurmaca, Belgesel, Animasyon
kategorilerinde filmler gösterilecek. Yarışmaya son katılım tarihi ise 8 Mart
2013 Cuma. Ön jüri değerlendirmesi ise 15 Mart - 3 Nisan 2013 tarihleri arasında
yapılacaktır.
3 Mayıs 2013 Cuma günü gerçekleşecek ödül töreninde 1.'ye 1000 TL ve Kristal
Makara Heykelciği, 2.'ye 750 TL ve Kristal Makara Heykelciği ve 3.'ye 500 TL ve
Kristal Makara Heykelciği takdim edilecek. 4 Şubat 2013
Özel Alev Lisesi öğrencilerin yaşadıkları çevreye duyarlı bireyler olmalarına
katkıda bulunmak amacıyla 2. Uluslararası Kısa Film Festivali ve 5.
Kısa Film Yarışması düzenleniyor.
Kısa Film Yarışması’na Türkiye’deki liseler ve yabancı ülke ortaöğretim okulları
kurmaca, belgesel ve animasyon dalında “Göç, yollar, sınırlar” konulu filmlerle
katılabilecekler.
Yarışmanın son başvuru tarihi 08 Mart 2013 Cuma günü, Ödül Töreni ise, 03 Mayıs
2013 Cuma günü olarak açıklandı.
Göç, Yollar, Sınırlar…
İlkel atalarımız göçebe topluluklardı. Tarım ile yerleşik hayata geçildiğinde de
yer değiştirmeler devam etti. Savaşlar, kıtlık, ekonomik krizler ve sanayi
devrimi gibi büyük ölçekli toplumsal değişimler yeni göç dalgaları yarattı.
Günümüzün küreselleşen dünyasında fikirler, ürünler ve insanlar tarihin hiçbir
döneminde olmadığı kadar büyük ölçekli bir biçimde sınır ötesi hareket eder hale
geldi. Göçün kapsamı genişlerken ve nedenleri daha karmaşık hale gelirken, emek
pazarının değişmesi göçmenlik politikalarına da yansıdı. Yeni gelenler
başlangıçta sağladıkları ucuz emek ile ev sahibi ülkeler tarafından iyi
karşılansa da ihtiyacın azalmasıyla birlikte ırkçı ve ayrımcı muamelelere maruz
kalmakta, yeni göçmenlik yasalarıyla ülkeye giriş ve oturma izinleri
sınırlanmakta ve göçün denetimi göç alan ülkelerde gündemin ilk sıralarına
oturan bir sorun haline gelmekte.
Göçün hızlanmasıyla toplumların etnik ve dini açıdan daha çeşitli hale gelmesi
de çeşitli sorunlara yol açmakta. Çok etniklilik ötekileştirmeyi ve etnik
çatışmaları güçlendirerek kendi içinden yeni göç dalgaları doğurmakta. Sözgelimi
Yugoslavya’daki savaş ve etnik çatışma yaklaşık 5 milyon mültecinin, Avrupa’nın
diğer bölgelerine göç etmesiyle sonuçlanmıştır.
Daha iyi yaşam koşullarına sahip olmak için yaşadığı topraklara veda eden
göçmenler ya da ülkesindeki zalimlik ve tehditlerden kaçmak için ülkelerini
zorunlu olarak terk eden mülteciler, yeni hayatlarında uyumsuzluk, kimlik
bunalımı, anadilinden uzaklaşma, işsizlik ya da ucuz emekle çalıştırılma, iş
güvenliğinden yoksun kalma ve eğitim haklarından faydalanamama gibi pek çok
sorunla baş etmeye çalışıyor. Bir yandan da göçmenlerin daha iyi yaşam için göze
aldıkları riskler trajik sonuçlara yol açıyor. Yakın zamanda yapılan bir
araştırmaya göre, her sene zulüm ve yoksulluktan kaçan 4000 göçmenin denizde
boğulduğu tahmin ediliyor. Akdeniz’de her yıl yaklaşık 2000 insanın Avrupa’ya
ulaşmaya çalışırken öldüğü ileri sürülüyor. ‘Bot insanları’nın trajik ölümlerine
karşın göçmen ticareti Avrupa’daki örgütlü suçlar kategorisinden hızla büyümeye
devam ediyor.