Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali
Büyükelçi sok. 20/4 Kavaklıdere, Ankara
E-mail : festival@Uçansupurge.org
Web Sitesi - http://www.Uçansupurge.org
Tel: 0312 427 00 20
Fax: 0312 466 55 61
34 ülke... 137 kadın yönetmen... 149 film...
NIVEA ana sponsorluğunda 10-20 Mayıs tarihleri arasında Ankara’da
gerçekleştirilecek 10. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde bu
yıl 34 ülkeden 137 kadın yönetmenin toplam 149 filmi sinemaseverlerle buluşacak.
NIVEA ana sponsorluğunda gerçekleştirilecek 10. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın
Filmleri Festivali 10-20 Mayıs 2007 tarihlerinde yine dünyanın dört bir
köşesinden kadın filmleriyle seyircisini selamlamaya hazırlanıyor. 34 ülkeden
137 kadın yönetmenin çektiği toplam 149 filmin yer aldığı festival programı 14
bölümden oluşuyor.
“Sinemamız” bölümünde; festivalde bu yıl Uçan Süpürge Onur Ödülü’nü alacak olan
Müjde Ar’ın başrolünü oynadığı 4 film yer alıyor. Geçen yıl yitirdiğimiz, kadın
filmlerinin unutulmaz yönetmeni Atıf Yılmaz’ın “Adı Vasfiye” ve “Asiye Nasıl
Kurtulur?” adlı filmleriyle, bir diğer usta Halit Refiğ’in “Teyzem” ve Şahin
Kaygun’un ilk filmi olan “Afife Jale” festivalde seyirciyle buluşacak.Festivalin
bu yılki Bilge Olgaç Başarı Ödüllerinden birini alacak olan Güler Ökten’in de
başarılı oyunculuğuyla renk kattığı “Asiye Nasıl Kurtulur?”la Atıf Yılmaz’ı,
“Afife Jale”yle de
Şahin Kaygun’u saygıyla anmış olacağız.
“Bir Ülke” bölümünün bu yılki konuğu Macaristan. Bu bölüm, her yıl bir ülkenin
sinemasını yakından tanımak ve tarihsel perspektif içinde kadın yönetmenlerin
filmlerini seyirciyle buluşturmak amacıyla düzenleniyor. Macaristan sineması,
özgün diliyle dünya sineması içinde kendine bir yer edindi. Bunda hiç kuşkusuz
Martha Meszoras, Judith Elek gibi kadın yönetmenlerin büyük payı var. Bu
bölümde, Macaristanlı deneyimli kadın sinemacıların filmlerinden örneklerin yanı
sıra uluslararası festivallerde ödüller kazanmış genç kadın yönetmenler de
eserleriyle festivale konuk oluyor. Genç Macar sinemasının dönüm noktalarından
biri kabul edilen İldiko Enyedi de bunlardan biri. “Bir Ülke: Macaristan”
bölümünde 5 uzun, 2 belgesel, 2 kısa ve 1 animasyon film yer alıyor.
“İtalya’nın Çılgını: Lina Wertmüller” Oscar'a aday olan ilk kadın yönetmen. Adı
tam 48 sözcükten oluşan filmiyle Guiness Rekorlar Kitabına geçti Wertmüller.
İtalya’nın bu çılgın yönetmeni, çoğu ülkemizde gösterim şansı bulamamış 6
filmiyle festivalde.
“Hindistan’ın Bağımsızı: Aparna Sen” Hindistan’ın “paralel sinema” olarak
adlandırılan bağımsız sinemasının en önemli temsilcilerinden biri. Hollywood’a
öykünen Bollywood film endüstrisinin dışında kalmayı başarmış ve tam anlamıyla
bağımsızlığını korumak için mücadele etmiş bir yönetmen.Kadın dayanışması, kadın
dostluğu gibi konular üzerine filmler yapabilmek uğruna oyunculuktan
kazandıklarını olduğu gibi sinemaya yatıran öncü bir
kadın. Aynı zamanda Satyajit Ray’ın gözde oyuncusu olan Aparna Sen, onu dünya
sinemasına tanıtan ilk film “Chowringhee Lane 36” dahil 4 filmiyle Ankaralı
sinemaseverlerle tanışmaya hazırlanıyor.
“Balkanların Sessiz Çığlığı: Binka Jeljazkova”: Bulgaristan’da kadın
sinemacıların öncülerinden... Sıradışı bir sinema serüveni... Sansürle, politik
baskılarla “susturulan” filmler... Ülkesinde uzun yıllar “kötü kız” olarak
anılan, filmleri yasaklanan, çığlığı sessizliğe gömülen bir yönetmen: Binka
Jeljazkova. Balkanların bu sıradışı yönetmeninin 2 filmi festivalde seyirciyle
buluşacak.
“Her Biri Ayrı Renk”, festivalin değişmez başlıklarından biri. Dünyanın dört bir
köşesinden kadın yönetmenlerin son birkaç yıl içinde çektikleri filmlerin
gösterildiği bu bölümün en önemli özelliği, FIPRESCI Jürisi’nin bu filmlerden
birini ödüllendirmesi. Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği FIPRESCI bu yıl
da “Her Biri Ayrı Renk” bölümünde gösterilecek 14 filmden birine ödül verecek.
Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, dünyada FIPRESCI’nin jüri
gönderdiği ilk ve tek kadın filmleri festivali.
“On Yılın En İyileri” bölümü kapsamlı bir anket çalışması sonucunda oluşturuldu.
Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin danışma kurulu, sinema
yazarları, akademisyenler ve festivalin daimi izleyicilerinin verdiği oylarla,
başlangıcından bugüne festivalde gösterilmiş filmler arasından en iyi on film
seçildi. Festivalin 10. yılı nedeniyle programa dahil edilen bu özel bölümde,
seçilen filmlerden 7’si gösterilecek. Sinemaseverler de böylece, bir anlamda
festival tarihini özetleyen bu filmleri bir kez daha izleme fırsatı bulacak.
“Benim Annem Güzel Annem!” başlıklı bölümde ise annelik üzerine filmler yer
alıyor. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali hemen her yıl Anneler
Günü’nü de içine alan tarihlerde gerçekleşiyor. Anneliğin geleneksel ve ataerkil
yorumuna ironik bir yaklaşımla ‘anne olma’ durumunu farklı açılardan
değerlendiren 9 film yer alıyor bu bölümde.
“Öncü Kadınlar” başlığı altında ise çok özel 3 belgesel bulunuyor. Kendi
deyişiyle “özgürlük savaşçısı” Filistinli Leyla Halit ve çevreci aktivist
Vandana Shiva’nın anlatıldığı İsveç yapımı belgeseller bu bölümün
sürprizlerinden. Ayrıca, 2001 yılında Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali
tarafından yaptırılan, Nuran Bayer imzalı “Yeşilçam’ın Görünmeyen
Kadınları/Ötekinin Sesi” adlı belgesel de kaçırılmaması gereken filmler
arasında. Festivalde bu belgesel, geçen yıl kaybettiğimiz sinema sanatçıları
Lale Oraloğlu ve Evrim Fer anısına yeniden gösterilecek.
“Gülmesini de Biliriz” başlıklı bölüm, Uçan Süpürge’nin de kurucu üyeleri
arasında yer aldığı Avrupa Kadın Filmleri Festivalleri Ağı ile birlikte
oluşturuldu. Bu bölümde, dünyadaki tüm kadın filmleri festivallerini dolaşacak
olan 12 film yer alıyor. Bu filmler ilk kez 10. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın
Filmleri Festivali’nde gösterilecek.
“İran Canlandırmaları” başlıklı bölümde ise İranlı kadın animasyoncuların
filmleriyle tanışacağız. Bu bölümde, birbirinden ilginç 13 canlandırma film yer
alıyor.
“Kısa Olmazsa Olmaz” başlıklı bölüm, festivalin olmazsa olmazlarından! Bu
bölümde yine dünyanın dört bir köşesinden kadın yönetmenlerin çektiği toplam 41
kısa film gösterilecek.
Canlandırma sinemasının son örneklerinin yer aldığı “En Hayaller” ve Türkiye’den
örneklerin ağırlıkta olduğu belgesellere ayrılan “En Gerçekler” bölümleri ise
festival programının diğer başlıkları.
10. Ucan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali
“Afis Yarışması”
Ödül Töreni ve Sergi Açılısı
2007’ye Festival havasının hep esmesi dileğiyle girdik ve geride bıraktığımız
ilk Ocak ayını Afiş Yarışmasının heyecanı ile kapattık. 10.Uçan Süpürge
Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Afiş Yarışmasına katılanlar arasından
dereceye girenler ve sergilenmeye hak kazananlar belli oldu.
Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu, Prof. Dr. İncilay Yurdakul, Doç. Dr. Çiğdem
Erbuğ, Yrd. Doç. Semra Çevik, Yrd. Doç. Andreas Treske ve Sevna Akpınar’dan
oluşan jüri üyeleri, yarışmaya katılan 195 eserin tamamını incelemiş ve ilk
aşamada 21 eser teknik açıdan yeterli bulunmadığı için elenmiştir. Sonuç olarak
73 eser sergilenmeye değer bulunmuştur. Jüri ilk üç eserden ufak değişikliklerin
yapılması talebinde bulunmuştur. İlk üçe giren eserler gerekçeleri ile
şunlardır:
1.’lik ödülü :Daphne rumuzlu, Sultan Kıral’ a ait esere yenilikçi olduğu ve
kadını ona biçilen rollerden sıyrılmış, herhangi bir kalıpla sınırlandırmamış
bir biçimde yorumladığı ve bu görüntünün Uçan Süpürgeyi temsil ettiği
gerekçesiyle birincilik,
2.’lik ödülü : Morsev rumuzlu, Serap Metin’e ait esere film festivalini bir
sinema salonundan yorumlayarak izleyiciyi de dahil ettiği, 10.yıl vurgusunu
sağlam yaptığı ve kadının varlığına dair kullanılan şal ile bir iz bıraktığı
gerekçesiyle ikincilik,
3.’lük ödülü: 000001 rumuzlu, Erdal Duman’a ait esere kullandığı teknikle bir
fark yaratıp, Uçan Süpürge logosunu çarpıcı bir biçimde kullanmasıyla sinemasal
bir görüntü elde ettiği ve bu sayede Uçan Süpürge’nin dinamizmini yansıttığı
gerekçesiyle üçüncülük ödüllerini oy çokluğu ile kazanmışlardır.
Katılan herkese tekrar çok teşekkür ediyoruz. Bizimle emeklerini, fikirlerini
paylaşan tüm festival dostlarıyla 10.yılının heyecanını hep birlikte yaşıyoruz.
Ödül töreni ile sergilenme hakkı kazanan eserler için yapılacak açılış töreni 4
Mayıs 2007 tarihinde İbrahim Çeçen Vakfının desteği ile IC Sanat Galerisinde
gerçekleşecek.
Serginin açılış töreninde görüşmek üzere.
Sergilenme hakkı kazanan eserler arasında bir derecelendirme yoktur.
Ucan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin 10. yılı için özel olarak
hazırlanan birbirinden ilginç afislerin yer alacağı serginin açılısı ve ödül
töreninde sizleri de aramızdan görmekten mutluluk duyacağız.
Sergi Açılısı ve Ödül Töreni
Tarih: 4 Mayıs 2007
Saat: 19.00
Yer: IC Sanat Galerisi, Kızılırmak Sokak No: 31
(Kocatepe Otoparkı karşısı)
Kocatepe-Ankara
Tel: 0 312. 417 82 64
Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde Ödüller Belli Oldu.
Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali 10-20 Mayıs 2007 tarihleri
arasında 10. kez gerçekleştirilecek.
Festivalde bu yıl Onur Ödülü’nü Müjde Ar, Bilge Olgaç Basari Ödüllerini ise
Güler Okten, Saniye Hun ve Nevin Akkaya alacak.
Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, sinemaya yönetmenlik yada
oyunculuk alanında emek vermiş kadınların emeklerini görünür kılmak amacıyla
düzenlediği Uçan Süpürge Onur Ödülü’nü bu yıl;
Oyunculuğu ile kadın sorunlarını görünür kılan, özellikle 1980 sonrasında rol
aldığı filmlerle Türk sinemasındaki kadın temsilinin değişmesini sağlayan ve
böylelikle kadın imgesini dönüştüren, sinemada kadın kimliğini özgürleştiren ve
kadın cinselliğine farklı bir bakış açısı getiren, kadın filmlerinin unutulmaz
oyuncusu Müjde Ar’a veriyor.
Müjde Ar oyunculuğu ile sadece kadın sorunlarını görünür kılmakla kalmadı, ayni
zamanda, alışılagelmişin dışındaki ‘gercek’ kadın karakterleri başarıyla
canlandırarak Türk sinemasındaki kalıplaşmış kadın imgesini de altüst etti ve
yeni bir donemin oncusu oldu.
Müjde Ar, röportajlarında sıklıkla toplumsal sorunlara değiniyor, sinemadaki
kadın duyarlılığının sadece rollerle sinirli kalmadığını gösteriyor. 10. Uçan
Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, sinemamızın bu sıra dışı
oyuncusuna Uçan Süpürge Onur Ödülü’nü veriyor.
Müjde Ar, ödülünü festivalin 10 Mayıs gecesi yapılacak açılış töreninde alacak.
Erkeklere ait sinema dünyasında kadın olarak tüm olumsuzluklara karşı düşlerini
gerçek yapmayı basarmış kadınların simgesi Bilge Olgac adına, sinemanın farklı
alanlarında basarili olmuş kadınlara verilen Basari Ödülleri ise bu yıl;
Tiyatro oyuncusu olmasına rağmen Türk sinemasında seslendirme sanatçısı olarak
“tanınan”, 1937’den 2000’e kadar sekiz binin üzerinde filmde yerli-yabancı
yıldızlara sesini veren Nevin Akkaya’ya;
Tiyatro oyuncusu ve seslendirme sanatçısı olan, Türk sinemasına 1939-1956
yılları arasında oyuncu olarak emek veren, az sayıda filmde rol alsa da sinemada
kendini var eden Saniye Hun’e;
Sinemaya uzun yıllar emek veren, karakter oyuncusu olarak yardımcı rollerde
gösterdiği başarıyla adından söz ettiren ve bugün hâlâ dizi ve filmlerde
ustalıkla canlandırdığı rollerde izlediğimiz Güler Okten’e veriliyor.
www.Uçansupurge.org
festival.ucansupurge.org/
Uçan Süpürge Onur Ödülü
Uçan Süpürge 6. festivalden başlayarak her yıl, sinemaya yönetmenlik ya da
oyunculuk alanında emek vermiş kadınların emeklerini görünür kılmak amacıyla
Uçan Süpürge Onur Ödülü vermektedir. Uçan Süpürge Onur Ödülü festivalin açılış
gecesinde verilir.
6. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali'nde Uçan Süpürge Onur
Ödülü, Türkiye sinemasına karakter oyunculuğuna yaptığı katkıdan dolayı Sezer
Sezin'e verildi. Festival; Sezer Sezin’i canlandırdığı rollerde ölçülü ve
duyarlı oyunculuğuyla beyazperdede kendine özel ve saygın bir yer edindiği için
Uçan Süpürge Onur Ödülü’ne değer buldu. Sezer Sezin, 8 Mayıs 2003 gecesi yapılan
festivalin açılış töreninde Uçan Süpürge Onur Ödülü'nün ilk sahibi oldu.
7. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali; Türk sinemasına karakter
oyunculuğu ile yaptığı katkının yanı sıra, sadece yıldızların var olduğu bir
dönemde yan rollerde, ikinci kadın olarak başladığı sinema serüveni boyunca kötü
kadının da yıldız olabileceğini gösterdiği ve 1956’da başladığı oyunculuk
kariyerini ve sarıya verdiği emeği 2000’li yıllara taşıyarak bir karakter
oyuncusunun sağlam oyunculuk gücünü ısrarla koruduğu için Suzan Avcı’yı Uçan
Süpürge Onur Ödülü’ne değer bulmuştur. Avcı, 6 Mayıs 2004 gecesinde festivalin
açılış töreninde ödülünü aldı.
8. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde Onur Ödülü’nün sahibi
ise Sevda Ferdağ olacak. Festival; Türk sinemasına oyunculuğu ile yaptığı
katkının yanında, sadece “yıldız”ların hatırlandığı bu sinema dünyasında hâlâ
kendini “hatırlattığı”, Türk sinemasında “vamp” kadının da “derinlikli” rollerde
iyi oyunlar çıkarabileceğini gösterdiği, oynadığı en küçük role bile oyunculuk
“aura”sını taşımayı başardığı, 1958’de başladığı oyunculuk kariyerini bugünlere
taşıyarak bir karakter oyuncusunun oyunculuk gücünü yıldan yıla geliştirdiği ve
koruduğu için Sevda Ferdağ’ı Uçan Süpürge Onur Ödülü’ne değer bulmuştur. Ferdağ
ödülünü festivalin açılış gecesi olan 5 Mayıs 2005'de aldı.
9. Uçan Süpürge Onur Ödülü'nün sahibi, sinema oyuncusu Selma Güneri. Uçan
Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali; rol aldığı filmlerde farklı kadın
karakterlere kattığı derinlikle ve ilkeli oyunculuk anlayışıyla Türk sinemasına
yaptığı katkılardan dolayı Selma Güneri'yi Uçan Süpürge Onur Ödülü'ne değer
buldu. Festival kapsamında Selma Güneri'nin başrolünü oynadığı Son Kuşlar ve
Bitmeyen Yol adlı filmler özel bir gösterimde izleyiciyle buluşacak. Selma
Güneri'ye ödülü 9. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali'nin 4
Mayıs 2006 tarihinde Devlet Opera ve Balesi salonunda yapılacak açılış töreninde
takdim edilecek.
“Evlendik, mutluyuz” yazar gelin arabalarının arkasında. Ama mutluluğun kaç gün,
kaç ay, kaç yıl süreceği yazmaz. Çünkü bunu kimse bilmez, bilemez. Çocukluğunu
bile yaşayamadan kendini evlilik oyununun içinde bulanlar de dahildir bu
bilinmezliğe. Onlarınki mutluluk bile değildir belki. Bir oyundur çünkü
evlenmek; evcilik gibi! Bazıları bile isteye katılır, bazıları da zorla itilir
bu oyuna.
Türkiye’de her yıl yüzlerce kız çocuk ‘gelin’ oluyor. Gelişimini tamamlayamadan,
çocukluktan kadınlığa hızlı bir geçiş yapan çocuklar, erken yaşta evlenmenin tüm
olumsuz sonuçlarını birer birer deneyimliyor.
Oyuncak bebeklerle oynarken birden bire kendi çocuklarını buluyorlar
kucaklarında. Oyuncak fincan takımları ‘gerçek’ mutfak eşyalarına dönüşüyor,
legolar da gerçek evlere...
‘Çocuk gelin’ler..
10. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Kısa Film Öyküsü
Yarışması için bu yıl belirlenen başlık “Evlilik mi? Evcilik mi?”*
Son yıllarda yapılan çalışmalar ve araştırmalar ülkemizde durumun çok ciddi
boyutlarda olduğunu ortaya koyuyor. Nedeni ne olursa olsun; töre, gelenek, adet,
mal dışarı gitmesin, yabancı aileye girmesin... Sonuç hep aynı: Evlenen çocuklar
için olumsuzluklarla dolu bir hayat. Ya da....
Herbiri ayrı bir öykü içeren bu soy evliliklerde neler yaşandığının anlatılması
senaryo yazarı adaylarını bekliyor. Şimdi yazıp gönderme zamanı. Bir gazete
haberinden, annenizin anlattığı bir anı kırıntısından, komşunun kızının başına
gelenden ya da kendi yaşamınızdan yola çıkacağınız bir öykü yazın ve Uçan
Süpürge’ye gönderin. Kimbilir bakarsınız öykünüz katılacağınız atölye çalışması
sonucu sağlam bir senaryoya dönüşmüş. Kimbilir senaryonuz film olmuş dünya
festivallerini dolaşıyor...
*"Evcilik mi? Evlilik mi?" sloganı, IAA Üniversitelerarası Reklam Yarışması
birincisi Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerine aittir. Telif
hakları Uluslararası Reklamcılık Derneği’ne ait olan bu slogan Derneğin izniyle
kullanılmaktadır.
Kısa Film Öyküsü Yarışması 2007
Senaryo Atölyesine Katılmaya Hak Kazananlar
Artık gelenekselleşen öykü yarışmamızın bu seneki konusu “erken evlilikler” idi.
Uçan Süpürge’nin bu konudaki çalışmalarının sonuçlarından biri olan bu yarışma
ile soruna bir kez daha dikkat çekmek ve bu konuda bilinen yanlışları düzeltmek
adına bu yarışmanın ayrı bir önemi vardı hepimiz için. Bu yüzden konu hakkında
düşünüp kendinin veya tanıdıklarının yaşam hikayesini öyküleştiren ya da yeni
hikayeler üreten herkese çok teşekkür ediyoruz. Yarışmadan bir kişinin bile
haberdar olup “erken evlilikler” üzerine bilgilenme çabası gerçekten de sorunun
ciddiyeti kavrandığında ayrı bir önem kazanıyor. Toplam 237 öykünün katıldığı
yarışmada Seçil Büker, Gülden Treske ve Mutlu Binark’tan oluşan jüri tarafından
yapılan ön değerlendirme sonucu 10 öykü “senaryo nasıl yazılır?” atölyesine
katılmaya hak kazanmıştır.
Kazananların, adları, rumuzları,öykü adları ve katıldıkları iller şunlardır :
Rumuz / Ad-Soyad / Öykü Adı / Katıldığı İl
Fabella / Elif Ezgi Köroğlu Uzmansel / Arada Kalan / Mersin
Çilek / Burcu Taşçı / Tek Sahnelik Hayat / İstanbul
Oz Büyücüsü / Yalçın Beriat / Bilindik Hüsran / İzmir
Eres / Esra Günel / Oyuncak / Ankara
Bilhan / Belgin Tanrıverdi / Islaktı ve Çıplaktı / Kocaeli
Elsinore / Merlin Yılmaz / Ve Bir Tüy Düştü / İstanbul
Mihir / Esra Harmancı / Elma Şerife / Antalya
Efsunlu Nergis / Süsem Aslan / Sobe / Ankara
Nar / Süreyya Köle / Seksek / Adana
Kybele / Rabia Kars Balcı / Oyun Bitti / İstanbul
Not: Kazanan öyküler arasında bir derecelendirme yoktur.
KISA FİLM ÖYKÜSÜ YARIŞMASI
Son Teslim Tarihi: 10 Şubat 2007
BAŞVURU KOŞULLARI
Konu:
10. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Kısa Film Öyküsü
Yarışması için bu yıl belirlenen başlık “Evlilik mi? Evcilik mi?”*. Bu seneki
konunun belirlenmesindeki önemli sebeplerin başında Türkiye’de “Erken
Evlilikler” oranının ciddi boyutlarda olmasına rağmen bu durumun yeterli
görünürlüğe sahip olmaması gelmektedir. Her yıl olduğu gibi bu yarışma dolayısı
ile önemsenmesi gereken bir konuya dikkat çekiyoruz.
*"Evcilik mi? Evlilik mi?" sloganı, IAA Üniversitelerarası Reklam Yarışması
birincisi Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerine aittir. Telif
hakları Uluslararası Reklamcılık Derneği’ne ait olan bu slogan Derneğin izniyle
kullanılmaktadır.
Amaç:
10. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali kapsamında yapılacak olan
Kısa Film Öyküsü Yarışması; kısa filmin gelişmesine katkıda bulunmanın yanı
sıra, toplumsal cinsiyet rollerinin sorgulanmasına, filmlerde kadın bakış
açısının geliştirilmesine ve bu bakış açısına sahip yeni yazar ve senaristlerin
sinema sektörüne kazandırılmasına olanak sağlamak amacıyla düzenleniyor.
Katılım:
1- Yarışma, Türkiye’de ya da yurt dışında yaşayan herkese açıktır; ancak, kısa
film öykülerinin toplumsal cinsiyet eşitliğini tartışan, tartıştıran,
benimseten, anlaşılmasını ve yerleştirilmesini sağlayacak bir bakış açısı ve
yaklaşımla yazılmış olması gerekir.
2- Yarışmaya daha önce filme çekilmemiş ve yayınlanmamış öyküler katılabilir.
3- Gönderilen metinler film öyküsü (sinopsis) formatında olmalıdır.
4- Öyküler bilgisayar çıktısı olarak 4 kopya halinde gönderilmelidir. Metnin
yazımında izlenmesi gereken format şöyle olmalıdır: 12 punto, Times New Roman
karakterinde, 1.5 satır aralıklı, üst-alt-sol boşluk 2.5 cm, sağ boşluk 1.5 cm.
5- Bu formatta yazılacak olan öyküler en fazla 5 sayfa olmalıdır. Belirtilen
format dışında yazılarak gönderilmiş olan öyküler değerlendirmeye
alınmayacaktır.
6- Adaylar yarışmaya en fazla üç farklı kısa film öyküsü ile katılabilirler.
7- Öykülerin üzerine yazarın adı yazılmayacak, öykünün giriş/ilk sayfasının sol
üst köşesinde rumuz belirtilecektir. Birden fazla öykü gönderen katılımcılar,
tüm öyküleri için aynı rumuzu kullanacaklardır. Farklı katılımcıların
rumuzlarının aynı olması durumunda Festival Yönetimi başka bir rumuz verebilir.
8- Adaylar, ayrıca, rumuzlarının yazılı olduğu kapalı bir zarfın içine bir
fotoğrafla birlikte öykünün/ öykülerin adını, kendi adları, soyadlarını,
rumuzlarını, posta ve e-posta adreslerini, telefon/ faks numaraları ile yarım
sayfayı geçmeyen imzalı özgeçmişlerini içeren bilgileri öyküleri ile birlikte
elden ya da posta yoluyla teslim edeceklerdir. E-posta yoluyla gönderilen ya da
son başvuru tarihinden sonra elimize ulaşan öyküler değerlendirmeye
alınmayacaktır. Yarışmaya gönderilen öyküler, değerlendirmeye alınsın ya da
alınmasın, yazarlarına iade edilmez.
9- Atölye çalışmasına katılan yazarların öyküleri, festival sonrasında Uçan
Süpürge’nin web sitesinde yayınlanacaktır. Uçan Süpürge, bu öykülerden oluşan
bir kitap hazırlama ve yayınlama hakkını da saklı tutar. Öyküler, yazarları ya
da Uçan Süpürge dışında üçüncü kişiler tarafından izinsiz kullanılamaz.
10- Katılım ücretsizdir.
Ödüller:
1- Ön değerlendirmeyi geçen 10 eser sahibi, 10-13 Mayıs 2007 tarihleri arasında
festivale davet edilecek ve Işıl Özgentürk yönetiminde “Senaryo Nasıl Yazılır?”
başlıklı 3 günlük bir atölye çalışmasına katılmaya hak kazanacaklardır.
2- Bu atölye çalışması 10-13 Mayıs 2007 tarihleri arasında Ankara’da
gerçekleşecektir. Davet edilen katılımcıların atölye çalışmasına katılımı
zorunludur. Aksi taktirde, öykü, ikinci değerlendirmeye alınmayacaktır.
3- Yurt dışından katılan yarışmacıların atölye çalışmasına çağrılmaları
durumunda yol masrafları katılımcıya ait olacaktır.
Kısa Film Senaryosu Atölye Çalışması:
Atölye çalışması sonucunda 10 senaryo arasından seçilecek olan “En İyi
Senaryo”nun sahibine ödülü, festivalin kapanış gecesinde verilecektir. Birinci
olan senaryonun filmleştirildiği takdirde post production aşaması Filma Cass
tarafından sağlanacaktır.
Filmin açılış/kapanış jeneriğinde “Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri
Festivali Kısa Film Öyküsü Yarışması birincisidir” ibaresi yer alacaktır.
Değerlendirme:
1- Kısa film öyküleri iki aşamalı olarak değerlendirilecektir. İlk aşamada 3
kişiden oluşan “Öykü Değerlendirme Jürisi” tarafından 10 öykü seçilecektir.
2- Öykü Değerlendirme Jürisi, öykülerin; katılım koşullarına uygun olup
olmadığını, eserlerin toplumsal cinsiyet eşitliği rollerinin tartışıldığı,
özümsendiği, anlaşıldığı ve uygulandığı bakış açısını içeren bir yaklaşım ile
yazılıp yazılmadığını da dikkate alarak değerlendirme yapacaktır.
3- Ön Değerlendirme sonuçları 10 Mart 2007 tarihinde açıklanacaktır.
4- Ön Değerlendirme sonucu elenen öyküler, sahiplerine iade edilmeyecektir.
5- İkinci aşamada ise “Senaryo Değerlendirme Kurulu” tarafından ön elemeyi geçen
ve atölye çalışmasına katılarak senaryolaştırılan eserler arasından “En İyi
Senaryo” seçilecektir.
Uçan Süpürge düşleriniz için geliyor
Türkiye’nin ilk kadın filmleri festivali Uçan Süpürge Uluslararası Kadın
Filmleri Festivali bu sene Vakıfbank’ın sponsorluğunda, Kültür Bakanlığı ve
Başbakanlık Tanıtma Fonu’nun katkılarıyla düzenleniyor. Bir kez daha baharın
tazeliğiyle ‘merhaba’ diyecek festivalin mönüsü yeni ve eskilerden oluşan leziz
filmlerle dolu.
Medyada Cinsiyetçiliğe Son!
Medyanın arka sayfasında ‘Güzel’, gündüz kuşağında ‘Kurban’ ya da ‘Cani’
hikayelerinde ‘Fedakar Anne’, ‘İyi Aile Kızı’ ya da ‘Kötü Kadın’, siyaset
sayfalarında “Başörtüsü” ya da “Bayrak Taşıyıcısı ve yalnızca medyanın
mutfağında çalışıp görünmez olmaktan bıktık! Mediz’in Medyada Cinsiyetçiliğe
Son! kampanyası başladı!
KA.DER'den Siyaset Okulu
Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği KA.DER, 2009 yerel seçimlerinde aday
olmak isteyen kadınlar için Siyaset Okulu eğitim programını başlattı. İstanbul,
Ankara, Mersin, Trabzon, Van, Hatay, Tunceli, İzmir ve Kayseri’den katılımcılar
yerel siyasete bu programla hazırlanacak.
Germaine Tillion yaşama veda etti
Ünlü Fransız direnişçi, etnolog ve yazar Germaine Tillion 100 yaşında yaşama
veda etti. Tillion’un Türkçede, geleneksel Akdeniz toplumlarında akraba
evliliği, kan davası, namus cinayeti, kadınların miras hakkının ellerinden
alınması ve başörtüsünün ortaya çıkışını anlattığı “Harem ve Kuzenler” adlı bir
kitabı bulunuyor.
"Kötü muamele istemiyoruz!"
Eskişehir Demokratik Kadın Platformu üyesi bir kadın, Eskişehir’in Büyükdere
Mahallesi’ndeki evinin yakınlarında öğlen saatlerinde iki kişinin cinsel
saldırısına uğradı; şikayet için polise ve savcılığa başvurduğundaysa
görevlilerin ilgisizliğine ve kötü muamelesine maruz kaldı. Platform konuyla
ilgili bir basın açıklaması yaptı.
Bu ne güzel demokrasi!
Sinemacılar kolektifi Filmist’in hazırladığı “Bu Ne Güzel Demokrasi” belgeseli,
22 temmuz seçimlerine katılmaya hazırlanan altı kadınının propaganda
çalışmalarını perde arkası anlarıyla aktarırken ülkenin siyasi ve sosyal
gündemine de ayna tutuyor.
Kadın Belleğini Oluşturmada Kaynak Sorunu Sempozyumu
Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, 20. kuruluş yılı nedeniyle
“Osmanlı’dan Günümüze Kadın Belleğini Oluşturmada Kaynak Sorunu” başlıklı bir
sempozyum düzenliyor. Kadir Has Üniversitesi’yle birlikte düzenlenen sempozyum
17-19 Nisan 2009 tarihlerinde İstanbul’da yapılacak. Bildiri özetleri için son
tarih 1 Haziran 2008.
Almanya'da sendikalar ve kadınlar
Almanya’da, son dönemde kamu ve perakende alanında yapılan grevlere çok sayıda
kadın katılıyor. Kadınlar, çalışma koşulları ve ücretlerinin iyileştirilmesi
için mücadele ediyorlar. Ancak, grev dönemlerinde göreli artsa bile sendikaların
kadın üye sayıları oldukça az. Semra Çelik’in haberi.
Diyarbakırlı kadınlar Pippa cinayetini protesto etti
Diyarbakırlı kadınlar, Pippa Bacca'nın tecavüz edilerek öldürülmesini protesto
etti. Diyarbakır Kadın Platformu’nun düzenlediği yürüyüşe katılanlar “Pippa
Bacca’nın katledilmesini, ülkemizde tırmandırılan ataerkil şiddetin bir
yansıması olarak görüyor ve kınıyoruz” dedi. Naşide Buluttekin’in haberi.
Vanlı kadınlardan Pippa Bacca protestosu
Vanlı kadınlar: “Pippa Bacca'ya yapılan vahşice olayı kınıyor ve bu gibi
olayların daha öncede ülkemizde ve özelde Van'da yaşandığını hatırlatmak
istiyoruz. Biz kadınlar üzülerek ilimizde ve ülkemizde yaşanan bu tarz olayların
bireylere indirgenerek yok sayıldığını görmekteyiz.”
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurumu
Hollanda, Macaristan, İrlanda gibi ülkelerdeki Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
Kurumlarının bir benzerini Türkiye’de de hayata geçirmeyi amaçlayan Kurumsal
Kapasitenin Güçlendirilmesi Eşleştirme Projesi’nin toplantısı Gaziantep’te
yapıldı. Ayşe Döner’in haberi.
Biz erkek değiliz!
Kara Duvaklı Erkekler, Pippa Bacca'nın tecavüz edilerek öldürülmesinin ardından,
kadına karşı şiddeti protesto etmek için cumartesi günü İstanbul'da biryürüyüş
yapacak. “Namus bekçiliği yapmak, tecavüz etmek, öldürmek erkeklikse biz erkek
değiliz” diyecek ve kara duvaklar takıp yürüyecekler.
Pippa'ya elveda
Adı, Giuseppina Pasqualino di Marineo. Biz onu gazetelerin manşetlerinden
tanıyoruz. O bir sanatçı ama hayır, sanatçı olarak değil, erkek şiddetin bu
dünyadan eksilttiği bir suret olarak tanıyoruz onu! Ölü kadın adlarının yanına
iliştiriyoruz onun adını: Pippa Bacca.
Kütüphanemizden sempozyum
Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, 19. kuruluş yıldönümü
nedeniyle bir sempozyum düzenliyor. 20 Nisan’da saat 13.00’te İstanbul Bilgi
Üniversitesi, Dolapdere, Büyük Salon’da başlayacak sempozyumda kadınlar ve
çalışma yaşamı, sosyal güvence, istihdam politikaları ve örgütlenme ele
alınacak.
Örgütler SSGSS'ye karşı yine alanlarda
DİSK, KESK, TMMOB , TTB ve TDB yaptıkları “IMF ve Dünya Bankası’nın istemleriyle
AKP Hükümetince ‘reform’ adı altında dayatılan SSGSS ‘Yıkım’ Yasa Tasarısı’na
karşı mücadelemiz sürüyor” açıklamasında herkesi 10 Nisan’da yapılacak eyleme
çağırdı. Buluşma noktası saat 12.30’da Ankara’da TBMM önü.
Evimizden Çıkamıyoruz!
Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı, 19. kuruluş yıldönümü
etkinliği kapsamında bir sempozyum düzenliyor. Evimizden Çıkamıyoruz başlıklı
kadın emeği sempozyumu 20 Nisan günü saat 13.00’te İstanbul Bilgi
Üniversitesi’nde başlıyor.
Eğitim Sen 16 yaşındaki N.K.'ye tecavüzü kınadı
Eğitim Sen Genel Merkez Kadın Sekreteri Elif Akgül Ateş, 7 Nisan’da bir basın
açıklaması yaparak, yetiştirme yurdunda kalan 16 yaşındaki N.K.’ye tecavüz
edilmesini kınadı, devlet koruması altındaki çocuklar ne zaman gerçekten
korunacak diye sordu.
Ev kadınları greve gitsin
Gülnur Savran, Novamed Greviyle Dayanışma Kadın Platformundan çıkan bir
komisyonun 5 Nisan’da gerçekleştirdiği "Neo-liberal Dönüşümler Karşısında Kadın
Emeği Kurultayı"nda kadınların görünmez emeğini görünür kılmak için çözüm olarak
grevi gösterdi.
Sosyal güvenlik hakkımıza sahip çıkıyoruz!
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası yasa tasarısının getireceği
mağduriyetlere karşı mücadele devam ediyor. 1 Nisan’da iş bırakma eylemi var. 2
Nisan Çarşamba günü de Ankara’da eylem düzenliyor. İstanbul ve diğer illerden
gelip Ankara’da buluşacak olan kadınlar tasarıya karşı seslerini yükseltecek.
Komisyon için bir kez daha
Van milletvekili Fatma Kurtulan, Meclis’te “Kadın-Erkek Eşitliği Daimi
Komisyonu” kurulması için içtüzük değişikliği teklifi verdi. TBMM Başkanlığına
sunulan teklifin gerekçesinde hükümetin cinsiyet eşitsizliğinin ortadan
kaldırılması için atması gereken adımlara ve acil eylem planına da vurgu
yapılıyor.
SSGSS'ye karşı imza kampanyası
Sosyal Haklar için Kadın Platformu, SSGSS yasa tasarısının görüşüldüğü
bugünlerde kadınların yasanın geri çekilmesi kararını açıklayan bir metinle imza
kampanyası başlattı. Metin kadın örgütlerinin imzasına açıldı. Eşitsizlikleri
derinleştiren bu yasa tasarısına karşı imzalar gseraptr@yahoo.com adresinde
toplanıyor.
SSGSS Tasarısı geri çekilmeli!
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısını protesto etmek için
bugün (14 Mart) binlerce emekçi yürüdü. Ankara ve İstanbul’un yanı sıra birçok
ilde iş bırakma eylemleri sürüyor. Tasarı haftaya Meclis’te görüşülmeye
başlayacak. Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi platformundan Serap Güre yarın
KESK’in sempozyumunda tasarının kadınlara nasıl bir ‘güvenlik’ sunduğunu
anlatacak!
Gölgenin Kadınları
Gazeteci Berat Günçıkan’ın ‘Gölgenin Kadınları’ adlı kitabı Agora Kitaplığı’nın
Feminist Kitaplık serisinde okuyucuyla buluştu. Günçıkan, yazar, şair, ressam,
müzisyen, oyuncu kadınları üretimin en yoğun zamanında aşk uğruna
‘kendilerinden’ vazgeçmelerini yazdı: “Gölge sükunet değil, üşümenin adıdır ve
bunu kadınlar iyi bilir…”
Nasıl bir "güvenlik"?
Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
yasa tasarısının kadınlara nasıl bir ‘sosyal güvenlik’ vaat ettiğini anlatan
ayrıntılı bir rapor hazırladı. Raporun tam metnini sayfamızda bulabilirsiniz.
KEİG’in geniş katılımlı bir çalışma grubuyla hazırladığı rapora www.keig.org
adresinden de ulaşabilirsiniz.
Feminist Yaklaşımlar'dan özel sayı
İnternet üzerinden okurlarına ulaşan Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar
Dergisi ilk özel sayısını, iki ya önce bir trafik kazasında yaşamını yitiren,
derginin yayın kurulu üyesi Derya Demirler’in anısına çıkardı. Bu sayıda, daha
önce dergide yayınlanmış yazı ve söyleşilerden oluşan geniş bir seçkiye de yer
veriliyor.
Feminist sinema mümkün mü?
Anneke Smelik’in yazdığı ‘Feminist Sinema ve Film Teorisi’ kitabı, “feminist
sinema mümkün mü?” sorusuna yanıt niteliğinde. Agora Kitaplığı’ndan çıkan,
Türkçedeki ilk feminist sinema teorisi kitabı olan bu eser kadın yönetmenlerin
feminist filmlerini inceleyerek feminist bir sinema kuramı geliştiriyor.
Neden Mor Çatı?
Kurulurken, politik bir hareket olarak geleceği inşa eden bir kuruluş olduğu
için. Hiyerarşi üretmeyen, yetki ve sorumlulukların dönüşümlü paylaşılmasını
sağlayan, kararların kolektif alınmasına önem veren ve bunu dayanışmayla yapan
feminist bir kuruluş olduğu için... Halime Güner’in kaleminden.
10. Kadın Sığınakları Kurultayı’nın bileşenleri arasında pek çok kadın örgütü
olduğunu biliyorum. Hatta boyle organizasyonlarda o işi yapan kurumların
üzerlerine aldıkları sorumlulukları yerine getirmede gösterdikleri özveri ve
yaşadıkları zorukları da tahmin edebiliyorum. Üstelik bu kurumlar ya da yoğun
zaman ve emek harcayan kişilerin zaman içinde bu etkinliklerde
hatırlanmadığının, unutulabileceğinin de farkındayım. Ama yine de
10. Kadın Sığınakları Kurultayı’na gelindiği şu günlerde benim teşekkürümün
adresi, bütün kuruluşlarla beraber, Mor Çatı.
Neden Mor Çatı? Şiddeti anayasasına yazan bir kuruluş olduğu için... Kadına
yönelik şiddet konusunda dönüp dönüp okuduğumuz, sorup öğrendiğimiz bir kuruluş
olduğu için. Kurulurken, politik bir hareket olarak geleceği inşa eden bir
kuruluş olduğu için. Kuruluş amacı kadar, paylaşımcı, katılımcı yöntemiyle de
örnek olan bir kuruluş olduğu için… Hiyerarşi üretmeyen, yetki ve
sorumlulukların dönüşümlü paylaşılmasını sağlayan, kararların kolektif
alınmasına önem veren ve bunu dayanışmayla yapan feminist bir kuruluş olduğu
için... Feminist perspektifiyle kadına yönelik şiddette bu sisteme karşı
köklü bir eleştiri getirdiği için… Kadına yönelik şiddeti hiçbir bölgeye veya
ile ait bir sorun olarak değil, bu toplumun tümünü ilgilendiren yapısal bir
sorun olduğu gerçeğini her firsatta tekrarladığı için…
Kadın hareketinin bütününü gözden kaçırmadan yorumladığı, kadın örgütlerinin
birbirlerine kota uyguladığı dönemde olaylara/gelişmelere taraftarlık
anlayışıyla değil çokyönlü bakış açısıyla yaklaştığı için… Evetleri hayırları
net olduğu için…
Ayrıca… Gittiğimiz illerde bana şu keyfi yaşattığı için:
Biz Uçan Süpürge’de tüm illeri geziyoruz. Kadınlarla buluşuyoruz, film
izliyoruz, konuşuyoruz, tartışıyoruz… Bu toplantılarımıza katılan kadınlara son
olarak hayallerini soruyoruz. En az 7-8 ilde kadınlar kalkıp dediler ki: “Biz
geçen aramızda konuştuk, şu erkeklere yeter artık demek için ne yapabiliriz
diye. Onlara da dedik ki ‘Biz kendi Mor Çatı’mızı kuracağız, haberiniz olsun!’”
Yine bir başka ilde “Biz burada da kendi aramızda Mor Çatı kurduk, biz de bir
Mor Çatı grubuyuz” diyenler oldu.
Bunları duyduğumda, kadınların “Bizim de dayanağımız var haberiniz olsun ey
erkekler” seslenişine tanık olduğumda hissettiğim coşkuyu anlatamam! İşte böyle
bir keyifti benim için.
Bazen, gittiğimiz illerin en üst duzeydeki kamu görevlileri, onları ziyaret
ettiğimizde, odalarında o şehrin esnafından erkek konukları da varsa
yaklaşımları şöyle oluyor: “Tanıştıralım; şehrimize kadın haklarıyla ilgili
gelmişler, BAYANLARIMIZLA toplantı yapacaklar. Sizin de bildiğiniz gibi, ilimiz
kadın hakları konusunda çok ileri. Hele okuma-yazmada, birinciyiz Türkiye’de…
Buyurun, oturun.” İkinci cümleleri ise genellikle “Siz MOR ÇATI’cılardan
mısınız?” oluyor. (Bu keyfi bütün kadınların tatmasını dilerim!) Onları
bilgilendiriyoruz; bu bilgilendirmeler konuştuğumuz kişilere göre değişiyor.
Ziyaretimizin sonunda bizi yolcu ederken “Yanlış anlamayın, bizim için Mor Çatı
da çok önemli. Biraz da erkek düşmanı olmasa!”
İşte, Mor Çatı’ya teşekkürler! Bana bu keyfi yaşattığı için…
Ve son olarak; feminist hareket için gerekli olan ilk şeyin mücadele duygusuna
sahip olmak, ikincisinin heyecan duymak olduğunu söyleriz. Bunun bu alanda
çalışan birçok kadında var olduğunu biliyorum ama yine de önce Canan Arın’a,
sonra Nazik Işık’a çok teşekkür ediyorum, bu alanda uzunca bir zamandır
koşuyorlar. Hele Canan’ın her konuşmasında kalbinin içinden gelen ve giderek
haklı öfkesiyle karşı tarafi ikna etmesi yok mu, onu dinlerken kendimi de sarja
taktığımı ve bu inançla, bu inatla her şeyin üstesinden gelinebileceğini
görüyorum. Mor Çatı kurulduğundan bu yana psikologluğunu yapan, birçok ilde
birlikte çalıştığım arkadaşım Feride Yıldırım Güneri’ye çok ama çok teşekkur
ederim.
Cuma akşamı saat 19.00’da herkesle kucaklaşmak umuduyla…
Uçan Süpürge Haber Merkezi
4 Aralık 2007
Halime Güner
Festival hakkında
Biz kimiz?
Türkiye’nin 1998 yılından bu yana her yıl gerçekleştirilen ilk kadın filmleri
festivali olan Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin
organizasyonu Uçan Süpürge tarafından yapılmaktadır. Uçan Süpürge, kadın
kuruluşları ve kadın hareketine duyarlı bireyleri buluşturarak, aralarında
iletişim, işbirliği ve dayanışmayı arttırmak, onların deneyimlerini genç
kuşaklara aktarmak, ulusal ve uluslararası bir iletişim ağı kurmak amacıyla 1996
Kasım ayında resmen kurulmuştur. Toplumsal cinsiyet eşitliği duyarlılığının
gelişmesi yönünde kurulduğu günden bu yana bir çok proje gerçekleştirmiş ve
halen gerçekleştirmektedir.
Nasıl bir festival?
Festival, ülkemizden ve dünyadan kadın yönetmenlerin uzun, kısa, belgesel ve
animasyon filmlerinin belirli başlıklarda izleyiciye sunulduğu ve bu çerçevede
panel, söyleşi ve sergilerin düzenlendiği uluslararası bir organizasyondur. Film
gösterimlerinin yanı sıra festival kapsamında filmleri gösterilen yerli ve
yabancı yönetmenler, basın mensupları, festival yöneticileri, sinema
eleştirmenleri Ankara’da ağırlamaktadır.
Her yıl gerçekleştirdiği etkinliklerle daha geniş kitlelere hitap etmeyi
amaçlayan festival, 8-15 Mayıs 2003 tarihleri arasında gerçekleştirdiği 6.
Festivaline Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) tarafından
değerlendirilen bir Uluslararası Uzun Film Yarışması Bölümü ekleyerek daha da
zenginleşmiştir. Yarışmalı bölüm, Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri
Festivalini FIPRESCI jürisine sahip dünyadaki ilk Kadın Filmleri Festivali
konumuna da getirmiştir.
Ayrıca 6. senesinden itibaren festival, sinemaya her alanda emek vermiş
kadınları hatırlatmak, ve bu emekleri unutturmamak adına ‘Uçan Süpürge Onur
Ödülü’ ve ‘Bilge Olgaç Başarı Ödülleri’ adı altında ödüller vermeye başlamıştır.
Festivalin amaçları nelerdir?
Sinema sanatının çarpıcı dilinden yararlanarak toplumsal cinsiyete ve kadın
sorunlarına ilişkin tartışmaları yaygınlaştırmak.
Dünyanın dört bir yanından kadın yönetmenlerin filmlerini izleyici ile
buluşturmak.
Festival kapsamında yapılan araştırmalar ile Ülkemiz ve Dünya Sinema Tarihine
katkıda bulunmak.
Ülkemiz sinemasını ve sanatçılarını yurt içinde ve dışında etkin bir biçimde
tanıtmak.
Yurtdışından davet edilen festival yöneticilerine, sinema eleştirmenlerine
Ülkemiz sinemasını tanıtmak ve sinemamıza önem verilmesini sağlamak.
Ülkemiz kadın sinemacıları ile yabancı sinemacıların bir araya gelerek ortak
proje üretmeleri için gerekli ortamı hazırlamak.
Farklı ülkelerden gelen sinema sanatının örnekleri ile sinema izleyicisinin
farklı kültürlerle tanışmasına aracılık etmek.
Kadının statüsünü yükseltmek için kurumsal çabaların arttırılması sağlamak.
Festival katalogunun yurtdışındaki festivaller, sinema kuruluşları, elçilikler,
kültür dernekleri gibi ilgili yerlere dağıtılmasını sağlayarak festivali ve
Türkiye’yi ulusal ve uluslararası alanda tanıtmak. Dünya kamuoyunda çağdaş bir
Türkiye imajı yaratarak ülkenin turizm potansiyelini arttırmak.
Festivalin uluslararası düzeydeki yeri nedir?
Türkiye’nin ilk kadın filmleri festivali ve önemli festivallerinden biri olan
Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, Avrupa Kadın Filmleri
Festivalleri Ağı’nın da etkin bir üyesidir. Festival, Uluslararası Film
Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) Jürisi’nin ödül verdiği tek kadın filmleri
festivali olma özelliğine de sahiptir.
UÇAN SÜPÜRGE ULUSLARARASI KADIN FİLMLERİ FESTİVALİ
FLYING BROOM INTERNATIONAL WOMEN’S FILM FESTIVAL
Projeler Koordinatörü/Projects Coordinator
Ürün Güner
Danışma Kurulu/Advisory Board
Prof. Dr. Oğuz Onaran
Prof. Dr. Seçil Büker
Doç. Dr. Nejat Ulusay
Doç. Dr. S. Ruken Öztürk
Yrd. Doç. Andreas Treske
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Gürata
Dr. Berrin Balay
Ersan Ocak
Cemal Akyüz
Gülden Treske
Kurtuluş Özgen
Necip Sarıcı
Aydan Akas
Yönetmen/Director
Dr.Berrin Balay
Koordinatör/Coordinator
Nil Perçinler
Program Koordinatörü/Program Coordinator
Doç. Dr. S. Ruken Öztürk