1912’den itibaren kübizmin ulaştığı çok noktalı perspektif ve birbirinin içine
giren pek çok düzlem dış dünyanın tamamıyla temsiliyetçiliğinden uzak
bir ifadesini vermiştir. 1925’e gelindiğinde kübizm artık stil olarak pek
çok olasılığı gerçekleştirmiş bulunuyorlardı. Kübizmin ilerleyen yıllarında
Picasso ve Brague’da kendilerinden önce gelen sanatçıların dış dünyanın
gerçek görüntüleri üstünde yoğunlaşmış olan, daima gerçek hayatta da
birbirleriyle ilgili objeleri (Örneğin bir gazete, hasır, koltuk ve bardak
gibi) çizdikleri halde kübistler gitgide dış dünyadan kopuk görülen
resimler yaptılar. Bu sonuçta resimlerin çok fazla düzleştiğini düşünen
Georges Brague derinlik kavramı yaratabilmek için önce resme harf katmayı,
sonrada (Collage)’ı keşfetti.
Bu yeni üsluplarla kübizm daha çok derinlik hissi verebiliyor hale geldiği halde aynı zamanda dış dünyanın gerçekçiliğinden bir adım uzaklaşmış
oluyordu. Collage ise resme, resmin üst düzeyinin önünde yapılanan, somut bir derinlik öğesi kazandırmaktadır. Ayrıca, Collage, neyin sanat, neyin gerçek olduğu gibi modern sanatta çok önemli bir
kavramlarla ilgilidir. Özellikle kübistler modern insanların çevrelerine bakışına çok önemli yeni, parlak ışıklar tutmuşlardır. Onların getirdikleri yeni biçimsel akılcı formlar, yeni bir yüzyılın görsel ve estetik gelişimlerine de yeni kapılar, yeni ufuklar açmıştır.