Şimdi
kullanılan tekniklerin olası gelişimi ile olası devrimleri ayrı ayrı
incelemek gerek.
Olası Gelişim: Dijital sinemanın endüstri standardı olacağı kesin. Klasik
anlamda film kullanmak, nostaljik denemeler dışında tamamen ortadan kalkacak.
Dijital kamera çözünürlük standardı 8K (7680x4320 pixel) olacak. Bu çözünürlükte
TV'ler de üretilecek...
Sinema salonlarında projektör kullanımı da terkedilip, aşırı büyük LED ekranlar
kullanılmaya başlanacak. "Video" ve "sinema" kavramları birbirine fazlasıyla
yaklaşacak ve (videodan) daha havalı olan sinema kavramında birleşecek. PAL ve
NTSC standartları kaybolacak ve geleceğin sinema kareleri (şimdi 24) saniyede 60
kare hızında akacak. Bu kehanetlerin gerçekleşmesi için, veri aktarımı ve
işlemci hızlarının yaklaşık 8 kat artması gerekli. İşlemciler bu kadar
hızlanınca da yeni teknolojik devrimler olacak mutlaka...
Olası Devrimler: 2 olasılık var bence; biri, insanların bir fanus içinde
“gerçekleşen” gösteriyi izlemesi... Salon ve evlerde, tiyatro sahnesi ile
akvaryum karışımı cihazlar içinde holografik gösteriler izleyebileceğiz. Diğeri,
insanların fanusun içinde olup, etraflarını saran görüntüyü izlemesi...
Muhtemelen sinema salonlarında, tüm çevremizi saran gösteriler izleyeceğiz. İki
tekniğin de eş zamanlı gelişimi mümkün.
Günümüz teknolojisi benzer basit örnekler vermeye başladı... Şu an, iki teknik
için de çalışmalar sürüyor. Fakat her şey mikroişlemci hızlarının katlanarak
artmasına bağlı.
İşlemcilerin hızlanması robotik gelişmeleri de beraberinde getirecek şüphesiz.
Sinema salonunda, filmle eş zamanlı tepki veren koltuklar ve atmosferik
inandırıcılık olacak. Filmin konusuna uygun çevresel koşullar, 5 duyumuza da
hitap edecek.
Animasyon teknolojisi...
Fotografik gerçekçilik ve inandırıcılık seviyesi çok yükselecek. Kaslardaki
değişimi algılayıcı sistemler, bilgisayarda üretilen kahramanların, gerçek aktör
ve aktrislerin performansını birebir kopyalayabilmesini sağlayacak. Bu da
hayatını kaybetmiş ya da yaşlanmış starların (ve özgün fantastik karakterlerin)
yeni filmlerini izleyeceğiz anlamına geliyor. Ses taklidi konusundaki çalışmalar
da hızla gelişiyor...
Elvis Presley için yazılmış 12 yeni şarkının Elvis’in sesinden albüm haline
getirilip raflara konması da... Errol Flyn, Marlyn Monroe, James Dean ve
Brigitte Bardot’un başrolleri paylaştığı, yeni bir film izlememiz de olası.
Hiç var olmamış kahraman ve mekanlar izleyeceğiz. Gerçekçi-Sanal oyuncu ve
mekanlarla çalışmak, yönetmen ve senaristleri iyice coşturacak. Hayal gücünün
sınırları zorlanacak. Bu gün izleyip şaşırdığımız gösteriler gelecek nesiller
için “basit denemeler” olarak hatırlanacak.
3 boyutlu filmlerden daha ileri...
Gelecekte, bir düzlem üzerinde gösteri izlemenin çekiciliği azalsa da ortadan
kalkmayacaktır. Ne kadar büyük devrimler gerçekleşirse gerçekleşsin, evlerde
televizyon benzeri cihazlar olmaya ve tv yayıncılığına benzer yayınlar yapılmaya
devam edecek... Yayınların tamamı stereoscopic olacak fakat bu yayınları izlemek
için gözlük takmamıza gerek olmayacak. Gözlüksüz izlenebilen 3 boyutlu paneller
daha da gelişecek. 3 boyutlu televizyonlar, izleyicilerin göz bebeklerini takip
ederek yayını izleyiciye göre kalibre edecekler...
Diğer yandan; teknolojik icatların hemen hepsi “kişisel” ya da “mobil” anahtar
kelimeleri çevresinde gelişiyor. Yakın gelecekte, televizyonda ya da perdede 3
boyutlu film izlemek için gözlük takmak yerine; filmi gözümüze projekte eden
gözlükler takacağız... Kocaman televizyonlar almak yerine gözlük alıp tüm tv
yayınlarını ve filmleri buradan izleyeceğiz. Gözlükler, görüntü büyüklüğünü ve
saydamlığını ayarlayabilecek. Yolda yürürken de stereoscopic 3d film izlemek
mümkün olacak.
“Kişisel sinema” ve “mobil sinema” kavramları ile tanışacağız. Harekete duyarlı
ekipmanlar (senaryoya göre yelek, eldiven, kask, diğer...) kuşanıp sanal
gerçeklik deneyimleri yaşayabileceğiz. Hareket duyarlı bu ekipmanlar bizi,
senaryonun içinde, etkileşimli izleyici ya da oyuncu yapacak. Kişinin filme
etkisi önem kazandığı kadar, filmin kişiye etkisi de önem kazanacak. Film,
kişinin kan basıncı, vücut ısısı, hormonal durumu ve mimiklerini kontrol ederek
senaryoyu değiştirebiliyor olacak.
Geleceğin film ve bilgisayar oyunlarını düşünmek bile eğlenceli...