1990 Şubat ayı…
Turgut Özal, Çankaya'daki konuğuna nicedir canını yakan konuyu anlatıyor.
Bir yıl önce bir kanun tasarısı hazırlamışlar:
"Hiçbir ülkenin filmleri, sinemaların yüzde 75′inden fazlasını işgal
edemeyecek".
Tasarının hedefi Hollywood'un hâkimiyetini kırmak… Türk sinemasını korumak…
O yıl Camp David'de ABD Başkanı Bush, bu hazırlıktan söz ediyor:
"Korkarım bunu yaparsanız bizim de sizin tekstil ürünlerinize kota koymamız
gerekecek" diyor.
Türkiye'de sinemaların toplam cirosu 30 milyon dolar o günlerde…
Tekstille kıyas kabul etmez.
Mesaj alınıyor ve tasarı geri çekiliyor.
Ancak Özal, bu "onur kırıcı durum"u hiç unutamıyor.
"İşte bu yüzden bu projeye `Evet' demelisiniz" diye atılıyor
Çankaya'daki konuk…
Adı; Faruk Günaltay…
Projesi, Avrupa Konseyi'nin kurmakta olduğu Sinemaya Destek Fonu'na
(Euroimage) Türkiye'yi dahil etmek…
Fonun kuruluş amacı, Hollywood karşısında direnmek için Avrupalı sinemacıların
ortak yapımlarına fon yaratmak…
Katılımcı 32 ülkenin mali katkısıyla oluşacak fon, gelen projelere aktarılacak.
Özal, Camp David'deki geri adımının acısıyla "Tamam" diyor.
40 yaşındaki Günaltay, Euroimage'da Türkiye'nin temsilcisi oluyor.
İnönü döneminin başbakanı Şemsettin Günaltay, Faruk'un büyük amcası…
Babası, Avrupa Konseyi'nde memur olduğundan Faruk'un ömrü Strasbourg'da geçmiş.
Orada felsefe, tarih ve sinema okumuş. Lisede
felsefe öğretmenliği yapmış.
Askerlik için Türkiye'ye geldiğinde Süreyya Duru'nun kızı Dilek'le evlenmiş.
1989′da "Türk sinema günleri"ni başlatmış.
1992′de, dünyanın en eski sinema salonlarından biri olan Odyssee'yi,
Avrupa projelerine öncelik veren bir sinematek projesiyle devralmışlar.
Ve Odyssee, sadece Türk sinemasının değil, Avrupa ve dünya sinemasının
Fransa'daki üssü olmuş.
Strasbourg'un göbeğindeki bu güzelim salonda geçen hafta benim de iki belgeselim
gösterildi. Rusya'dan Lüksemburg'a kadar değişik ülkelerin belgeselcileriyle
buluştuk.
Bugüne dek Odyssee'de 148 Türk filmi gösterilmiş.
"İddiayla söylüyorum, Türkiye'de 13 yılda 148 Türk filmi gösteren bir sinema
yoktur" diyor Günaltay…
Aynı tablo, İspanyol, İtalyan ya da Polonya filmleri için de geçerli…
O yüzden Polonya Devlet Başkanı, devlet madalyası verdi Günaltay'a…
Rus sefirinin tanımıyla Odyssee'de "Sinemanın Avrupa Konseyi"ni yarattığı için…
Euroimage'a gelince…
15 yıllık Günaltay döneminde Türkiye'den gelen 55 projenin 50'si desteklendi.
Fona 9,5 milyon euro katkı yapan Türkiye 14,5 milyon euro aldı.
Türk sinemasını ayağa kaldıran bu destekle Özal'ın düşü gerçek oldu:
Hollywood geriletildi.
Geçen ay Avrupa Konseyi Genel Sekreteri, Günaltay'a "Avrupa sinema kültürüne
katkılarından ötürü" Avrupa Konseyi'nin şövalye nişanını verdi. 50 yılda 50
kişiye verilmiş bu madalyayı hak eden ilk Türk'tü o…
Ve sinemayı ayağa kaldıran adam, 6 ay önce Kültür Bakanlığı tarafından bir
telefonla görevden alınmıştı.