İlk kez 1900'lü yılların başında Amerikalı psikoloji profesörü Knight Dunlap,
şuurla algılanamayan gizli gölgeler vasıtasıyla aynı uzunluktaki iki çizginin
farklı algılanmasını sağladığında bilinçaltına gönderilen gizli mesajların
etkisi kavrandı. James Vicary adlı reklamcılık uzmanı ise bugün 25. kare olarak
bilinen metodu uyguladı. Sinema salonunda yaptığı deneyde filmin içine
aralıklarla tekrarlayan saliselik kareler yerleştirdi. Sinema izleyicisi filmi
izlerken hiç fark etmediği "Kola iç!" ve "Patlamış mısır ye!" subliminal
mesajlarına maruz kalıyordu. Sonuç şaşırtıcıydı: kola satışları % 18.1 ve mısır
satışları % 57.7 artmıştı. Bunlara benzer denemeler on yıllar boyunca çoğunlukla
gizlilik içerisinde devam etti. Çok ilginç bir başka örnek ise şudur: Marlboro
firması ilk kurulduğu yıllarda işler iyi gitmez ve şirket iflasın eşiğindedir.
Sonra birisi çıkagelir ve yönetim kuruluna "Satışları bir ayda üç katına
çıkarmam karşılığında şirketin yüzde elli ortağı olurum," der. Çaresizlik
içindeki yöneticiler merakla teklifi kabul ederler. Adam depolardaki boş
Marlboro kutularını ayaklarıyla ezdirtip uçakla gök yüzünden şehirlerin üzerine
boşaltır. Boş Marlboro kutularının bilinçaltı etkisi sigara içicilerini "Bu
kadar çok içildiğine göre..." mesajıyla Marlboro satın almaya yönlendirir. O
ayki satışlar adamın vaad ettiğinden bile fazla gerçekleşince adam şirkete ortak
olur. İşte o adam Philip Morris'tir.
Bilinçaltı Reklamcılıkta Kullanılan Yöntemler
Korku ve Şiddet
Siddet, karın en emin yoludur. İzleyicilere uygulanan kamuoyu araştırmalarında,
şiddet içeren programlara ilginin az olduğu görülür, aynı şekilde Hollywood
yapımcıları da şiddet içeren yapımları sevmezler. Fakat söz konusu “her
bin izleyiciye düsen maliyet” (the cost per thousand viewers-CPM) olduğunda,
şiddet üretimi ya da alımı zorunludur. Reklamcılarda aynı sekilde, ürünlerinin
bu tip yapımlarda görünmesini istemez fakat CPM faktörü yine devrededir. Pazar
güçleri çok reyting alan programları yüksek bütçelerle yaptıklarında, bunların
reklam maliyetleri de çogu reklam verenlerin karsılayamayacagı kadar fazla
olmaktadır.
Gerbner, bazı yüksek reytingli programların, reklam alamadıkları için yayından
kaldırıldıklarını belirtir. Son olarak, (her ne kadar kamuoyu yoklamalarında
aksi söylense de) izleyiciler siddet içeren programları seyretmektedirler.
Böylece seyirciler, reklamcılar, program yapımcıları, pazar güçleri ve yazarlar
düşünüldüğünde hepsi birlikte ortak bir kültüre ve medya yapısına dahil olurlar.
Bilinçaltı Reklamcılığın Tanımı
Bilinçaltı algılama; bilinçli tepki uyandırmayacak düzeydeki, belirsiz ve
alacalı uyarıların kişi tarafından fark edilmeden algılanmasıdır.Aslında konu
çok eskidir. Eski Yunanlı filozof Demokritus'sun (M.Ö. 400),bilinçaltı algılama
olgusuna değinen ilk kişi olabileceği ileri sürülmekteyse de eski Mısır, Babil
ve Sümerler çağında da ele alınmış olabileceği açık bırakılmaktadır.Plato “Timaeus”,
Aristotle “Parva Naturalia” isimli kitaplarında konuyu daha ayrıntılı ele alarak
işlemiştir. Aristotle 2250 yıl önce uyanıkken algılanamayacak uyarıların,uyurken
rüyalarda kendini göstereceğini ileri sürmektedir.
ali kağan kafa
8 Mayıs 2016
http://drt23.blogspot.com.tr/2010/02/bilincalt-3-subliminal-reklamclk.html