Farklı Sinema Çalışmaları
Yeşilçam’ın ilginç özelliklerinden biri, farklı ve hatta bir tür “karşı-sinema”
oluşturma çabalarının da gene bu sinemanın içinden çıkmış olmasıdır. Anaakım
sinemadan farklılaşma çabalarının ilk örnekleri 1960’ların başında görülür. 1961
Anayasası ile gelen özgürlüklerin oluşturduğu iyimser ortam bazı sinemacılara
toplumsal konulara duyarlı, gerçekçi filmler yapma olanağı sundu. Aslında Türk
sinemasında gerçekçiliğin tohumları, ağır tiyatro etkisi taşıyan filmlerin
ardından 1950’li yıllarda genç kuşak yönetmenlerin gelişiyle atılmıştı. Örneğin,
gerçek bir olaydan esinlenen Lütfi Ö. Akad, 1952’de kamerasını İstanbul
sokaklarına taşıyarak bir cinayet olayını anlattığı Kanun Namına adlı filmi
çekmiş; aynı yıl, Metin Erksan daha da ileri giderek ilk filmi Karanlık Dünya
ile halk ozanı Aşık Veysel’in yaşamını, filmin çekimlerini sanatçının köyünde
gerçekleştirerek yarı-belgesel bir yaklaşımla perdeye getirmişti. 1960 ile 1965
arasında, ekonomik ve toplumsal değişim ve bunun sonuçları, iç göç, hızlı
kentleşme ve endüstrileşme, işsizlik ve kırsal kesimde yaşanan sorunları ele
alan az sayıda filmde gündeme geldi. Bunlar, Metin Erksan’ın Gecelerin Ötesi
(1960), Yılanların Öcü (1962) ve Berlin Film Festivali’nde en iyi film ödülünü
kazanan Susuz Yaz (1963), Ertem Göreç’in Otobüs Yolcuları (1961) ve Karanlıkta
Uyananlar (1964), Halit Refiğ’in Gurbet Kuşları (1964) ve Duygu Sağıroğlu’nun
Bitmeyen Yol (1965) adlı filmleridir.
|
|