Festival filmlerine
bakanlık denetimi zorunlu hale getirildi.
Sinema Genel Müdürlüğü başvuruları devam eden İstanbul Film Festivali
yöneticilerine bir yazı göndererek filmlerin bakanlıktan onay alması gerektiğini
bildirdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ulusal film festivallerinde
gösterilecek filmlere bakanlık denetiminden geçme zorunluluğu getirdi. 1988
yılında sansür kurulunun beş filme sansür istemesi üzerine Elia Kazan
önderliğinde yapılan protestolarla kaldırılan festivallere bakanlık denetimi
uygulaması geri döndü.
Şenay Aydemir'in Radikal'deki haberine göre, Sinema Genel Müdürlüğü başvuruları
devam eden İstanbul Film Festivali yöneticilerine bir yazı göndererek festivalde
gösterilecek hem yerli hem de yabancı yapımların bakanlıktan onay alması
gerektiğini bildirdi.
Sinema Genel Müdürlüğü Vekili Mesut Cem Erkul imzasıyla gönderilen yazıda ülke
içinde düzenlenecek, fuar, film festivali ve şenlik gibi sanatsal etkinliklerde
gösterilecek yabancı filmlerin ‘Sanatsal Etkinlikler Komisyonu’ndan izin
alındıktan sonra gösterilebileceği belirtilirken; yerli yapımlar için kayıt ve
tescil belgelerinin tamamlanmış olması zorunluluğu getirildi.
Yerli yapımlar içi kayıt ve tescil belgesi Malatya Kristal Kayısı Film Festivali
dışında, büyük festivaller olan İstanbul, Adana ve Antalya’daki festivallerde
istenmiyordu.
Sinema Genel Müdürlüğü’nün yazısında 5224 sayılı kanunun ilgili maddesine atıfta
bulunularak “Yapılan değerlendirme ve sınıflandırma sonucu belirlenen işaret ve
ibarelerin her türlü tanıtım ve gösterim alanında ve tüm taşıyıcı materyaller
üzerinde kullanılması ve bu işaret ve ibarelere uygun olarak dağıtılması
zorunludur. Bakanlık içerik gösteren ve uyarıcı nitelikteki bu işaret ve
ibarelere uyulup uyulmadığını ve bu işaretlerde belirlenen yaş sınırına uygun
bir şekilde satış ve dağıtım ve gösterim yapılıp yapılmadığını her zaman
denetleyebilir” ifadelerine yer verildi. Yazıda kurallara uymayanların para
cezasına çarptırılacağını dikkat çekildi.
Sinema Genel Müdürlüğü, kayıt ve tescil belgesini 2013 Altın Portakal’ına bir
hafta kala talep etmiş, yapımcılar yoğun uğraşlar sonucunda kalan sürede bu
belgenin yetişmeyeceğine yetkilileri ikna etmişlerdi. Ancak genel müdürlük yine
de tescil belgesi için başvurma zorunluluğu getirmişti. Altın Portakal sırasında
konuşulan önemli gündem maddelerinden birisi de bu uygulamanın festivaller için
zorunlu hale getirileceğiydi.
Elia Kazan’ın protestosu ile muafiyet kazanılmıştı
Dünyaca ünlü yönetmen Elia Kazan’ın Altın Lale jüri başkanı olduğu 1988 yılının
İstanbul Film Festivali’nde, bakanlığın beş film birden kesme kararı büyük tepki
çekmişti. Türkiyeli sinemacılar, Elia Kazan başkanlığında Taksim Meydanı'na
yürüyüş düzenledi. Dönemin Kültür Bakanı da çıkarttığı kararnameyle film
festivallerini sansürden muaf tuttu.
http://t24.com.tr/
20.01.2014
Festivallere bakanlık sansürü geri mi geliyor?
1988 yılında sansür kurulunun beş filme sansür istemesi üzerine Elia Kazan
önderliğinde yapılan protestolarla kaldırılan festivallere bakanlık denetimi
uygulaması geri döndü.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ulusal film festivallerinde
gösterilecek filmlere bakanlık denetiminden geçme zorunluluğu getirdi. Sinema
Genel Müdürlüğü başvuruları devam eden İstanbul Film Festivali yöneticilerine
bir yazı göndererek festivalde gösterilecek yerli yapımların kayıt- tescil
belgesinin zorunlu olması gerektiğini bildirdi.
Sinema Genel Müdürlüğü Vekili Mesut Cem Erkul imzasıyla gönderilen yazıda ülke
içinde düzenlenecek, fuar, film festivali ve şenlik gibi sanatsal etkinliklerde
gösterilecek yabancı filmlerin ‘Sanatsal Etkinlikler Komisyonu’ndan izin
alındıktan sonra gösterilebileceği belirtilirken; yerli yapımlar için kayıt ve
tescil belgelerinin tamamlanmış olması zorunluluğu getirildi.
Yerli yapımlar içi kayıt ve tescil belgesi Malatya Kristal Kayısı Film Festivali
dışında, büyük festivaller olan İstanbul, Adana ve Antalya’daki festivallerde
istenmiyordu. Sinema Genel Müdürlüğü’nün yazısında 5224 sayılı kanunun ilgili
maddesine atıfta bulunularak “Yapılan değerlendirme ve sınıflandırma sonucu
belirlenen işaret ve ibarelerin her türlü tanıtım ve gösterim alanında ve tüm
taşıyıcı materyaller üzerinde kullanılması ve bu işaret ve ibarelere uygun
olarak dağıtılması zorunludur. Bakanlık içerik gösteren ve uyarıcı nitelikteki
bu işaret ve ibarelere uyulup uyulmadığını ve bu işaretlerde belirlenen yaş
sınırına uygun bir şekilde satış ve dağıtım ve gösterim yapılıp yapılmadığını
her zaman denetleyebilir” ifadelerine yer verildi. Yazıda kurallara uymayanların
para cezasına çarptırılacağını dikkat çekildi.
Sinema Genel Müdürlüğü, kayıt ve tescil belgesini 2013 Altın Portakal’ına bir
hafta kala talep etmiş, yapımcılar yoğun uğraşlar sonucunda kalan sürede bu
belgenin yetişmeyeceğine yetkilileri ikna etmişlerdi. Ancak genel müdürlük yine
de tescil belgesi için başvurma zorunluluğu getirmişti. Altın Portakal sırasında
konuşulan önemli gündem maddelerinden birisi de bu uygulamanın festivaller için
zorunlu hale getirileceğiydi.
ELİA KAZAN’IN PROTESTOSU İLE MUAFİYET KAZANILMIŞTI
Dünyaca ünlü yönetmen Elia Kazan’ın Altın Lale jüri başkanı olduğu 1988 yılının
İstanbul Film Festivali’nde, bakanlığın beş film birden kesme kararı büyük tepki
çekmişti. Türkiyeli sinemacılar, Elia Kazan başkanlığında Taksim Meydanı'na
yürüyüş düzenledi. Dönemin Kültür Bakanı da çıkarttığı kararnameyle film
festivallerini sansürden muaf tuttu.
Sinema Genel Müdür Vekili Cem Erkul:
Rutin bir bildirim
Biz her yıl bu yazıyı bütün festivallere gönderiyoruz. Yani rutin bir uygulama
söz konusu. Bu uyarıları Malatya, Altın Koza, Altın Portakal, İstanbul Film
Festivali gibi bütün festivallere gönderiyoruz. Kayıt ve tescil belgesi bir
filmin kime ait olduğunu gösteren, hak sahipliğini belgeleyen bir kayıt işlemi.
Kanunen de yapılması mecbur. Yani bu işlemi yaptırmamak bir tür ehliyetsiz araba
kullanmak gibi bir durum. Bir noktaya daha dikkat çekmek istiyorum biz burada
denetleyici kurum değiliz. Biz film festivallerinin mağdur olmaması için uyarı
yapıyoruz. Denetimler il denetim komisyonları tarafından yapılıyor. Bana
festival başı binlerce şikayet geliyor. Bir çoğuyla yüz yüze görüşüyorum.
İstanbul Film Festivali’nde de bir olumsuzluk yaşansın istemem. Ama adli
makamlara iletilen bir durum olursa benim yapacağım bir şey kalmıyor. Biz kültür
işi yapıyoruz, siyaset yapmıyoruz. İKSV’nin bu yıl tescil kayıt belgesi istemesi
de buna özen gösterdiği anlamına gelir bence.