Belgeselle ilgili sizlerle tartışmayı düşündüğüm; gerçeklik, tarafsızlık ve estetikle ilgili düşüncelerimi
bu başlangıç yazısında basit bir örnekle olabildiğince sade bir şekilde ortaya koymak isterim. Üretilecek
belgeselin konusunun bir bardaktaki su olduğunu düşünelim ve bu sözü geçen bardakta yarım bardak
su olduğunu var sayalım. Bu bir belgedir. Bu konu ile ilgilenen birden fazla ve üstelik belli bir ahlaki kaygı
taşıyan ve daha önceleri estetik değere sahip işler ürettiklerini kabul ettiğimiz birden fazla yönetmenin bu
konuda belgesel yapacaklarını varsayalım. Su ve bardak aynı olduğu için belgeselcilerden biri bunu yarısı
boş, diğeri de yarısı dolu olarak göreceklerdir. Belki bir üçüncü yönetmen "yarısı boş ve diğer yarısı dolu"
olmasından hareket edecektir. Bunların üçü de başka başka gerçeklerdir. En azından her üçünde de
gerçekliğin başka başka bölümleri öne çıkmış ya da önemli olmuştur. Her üçünün de anlatılması, ifadesi
farklı olacaktır. Her üçünde de taraf olan bir konumdadır bu yönetmenler ve her üç yapım da farklı estetik
yapı ve değer taşıyacaktır. Biraz daha abarttığımız takdirde "bardağın yarısının boş" olduğunu savunan iki
yönetmen olduğunu kabul edersek, bu iki yönetmenin tamamlanmış eserlerinde görülecek farklılıklar, bir
belgeye aynı açıdan bakan insanların gerçeklerinin de farklı olduğunu kanıtlayacaktır.
|
|