Bu "ödüller" konusunda her zaman emin olmak mümkün değil. Demek istediğim şu ki
Oscar ödülleri gibi dünyanın en ciddi, akademi üyeleri tarafından verilen sinema
ödüllerinde bile şike olabiliyorsa birçok başka ödülde de olabilir diye
düşünüyor insan. Örneğin Chicago filminde Oscar alması gereken acaba gerçekten
Catherine Zeta Jones muydu yoksa Renee Zellweger miydi; hangimiz emin
olabiliriz? Acaba Kirk ve Michael Douglas'ların bu sonuçta bir rolü oldu mu,
olmadı mı?
"Hours" filmiyle Oscar Nicole Kidman'a verildi. Oysa filmdeki diğer kadın
oyuncular, diyelim ki Meryl Streep de en az onun kadar başarılıydı. Sadece güzel
kadın imajından çıkarak ilk kez "karakter" oynaması mı bu sonucu yarattı, bir
haksızlık oldu mu, olmadı mı kim emin olabilir? Hiç kimse...
Bunlan gördükten ve Oscar'larda bile dönen oyunları Hollywood'dan yapılan
açıklamalardan öğrendikten sonra alınan, verilen ödüller fazla inandırıcı
gelmiyor artık.
Geçenlerde Amerika'da bir basın kuruluşu "en iyi oyuncular" listesini açıkladı;
Nicole Kidman, Julia Roberts, Sean Connery, Dustin Hoffman, Al Pacino gibi
isimlerin bile önünde. Nasıl inandırıcı gelebilir bu? Tom Cruise'la evliyken adı
anılmıyordu, berbat filmlerde oynuyordu da birden bire sihirli bir değnekle mi
dokunuldu Nicole'e? Fazla ani olmadı mı bu çıkış? Yoksa ben mi fazla şüpheci
davranıyorum.
Bizde de bakıyorsunuz her meslekte henüz yeni ortaya çıkan bazı isimler ödül
alıyor. Neyle aldığına bakıyorsunuz ortada bir şey yok. Ajanslar, PR şirketleri
filân mı ayarlamaktadır bu ödülleri, yoksa en fazla şov yapan, medyatik olan mı
oturduğu yerde kazanmaktadır belli değil.
Amaaa. Öte yanda öyle bir isim geliyor ki ortaya bazen hiç kimsenin bir itirazı,
şüphesi olamıyor. Başarısına herkesin şapka çıkardığı, saygı duyduğu, yıllar
boyu emek vererek, adım adım zirveye çıkmış isimler bunlar. Ve öyle kaset,
kitap, oyun, film çıkardığında kanal kanal dolaşmayan isimler. Son örneği Gencay
Gürün.
Tiyatro İstanbul'un Genel Sanat Yönetmeni Gencay Gürün bu tiyatroyu yoktan var
etti. Oyunları, oyuncu kadrosunu büyük bir ustalıkla kendisi seçerek, çevirileri
ve yönetmenliği kendisi yaparak, her zorlukla mücadele edip kriz dönemlerinde
bile salonunu dolu tutmayı başararak var etti.
Bugün İstanbul'un en başarılı tiyatrolarından birinin sahibi. Yönettiği
oyunların Broadway'de sahnelenenlerden farkı yok. Bunun için ne gerekiyorsa
yapıyor. Tiyatroya kendini böylesine adayan az isim var Türkiye'de.
Gencay Gürün kısa süre önce 4 ödül birden aldı. Uluslararası Rotary
Kulüpleri'nden "Yılın Sanatçısı", İstek Vakfı Kemal Atatürk Okulları'ndan
"Topluma Katkı Sağlayan Örnek Kişi", Sadri Alışık Tiyatro Ödülleri'nde "Onur
Ödülü", Selim Naşit Özcan Tiyatro Ödülleri'nde ise "Tiyatroya Bir Ömür-Onur
Ödülü"...
Ne mutlu ona... İnsana emeğiyle, hak ettiğinden emin olarak verilen ödül kadar
mutluluk veren ne olabilir?... Cevaplayayım; bu kadar mutluluk veren başka
şeyler de vardır; sahnede ise "samimi alkışlar", yazar ise okuyucusunun içten
sevgisi, doktor ise iyileştirdiği hastaların mutluluğu, hiçbir şey değilse bile
ailesinin sevgisi, sevdiklerinin sağlığı, huzur ve daha çok şey.
Hani Bernard Shaw'un sözü gibi; "Bugün hiçbir şey yapmadım der insan bazen...
Bir şey yapmadım ne demek, yaşadınız ya..." Yaşamın anlamını bilenler için sahip
olduğu her şey ayrı bir ödüldür.
Nerede kalmıştık, unutmayalım. Gencay Gürün'ün ödüllerinde. Evet, insanın bir
ömür verdiği işinden hakkıyla ödül alması büyük bir keyiftir. Oyunlarının hemen
hepsini görmüş bir tiyatrosever olarak onun heyecanını, mutluluğunu paylaşıyorum
ve gönülden kutluyorum kendisini.
Burada anlamadığım tek bir şey var; Gencay Hanım çalışmaya devam ediyor ve iki
Onur Ödülü kazanmış. Onur Ödülü meslek yaşamını tamamlayanlara verilmiyor mu?