Yeşilçam'a Doğru
Türkiye’de sinema, tek parti döneminden çok partili sisteme geçiş sürecinde,
yani 1946 ile 1950 arasında, büyük kentlerde popülerlik kazandı, ulaştırma ve
kentleşme gibi alanlardaki ilerleme sonucu Anadolu’da da yaygınlaşarak göreceli
bir canlanmanın içine girdi. Belediye Gelirleri Kanunu’nda 1948 yılında yapılan
değişikle eğlence resminin yerli filmler için %25, yabancı filmler içinse %75
olarak belirlenmesi, yerli girişimcileri cesaretlendirerek yapım şirketlerinin
sayısıyla birlikte üretilen film sayısında da tedrici bir artışa neden oldu.
Film endüstrisinde 1950’lilerde artarak süren bu canlanma, yerli sinemanın
kitlesel bir iletişim aracı haline gelmesi ve kurumlaşması sonucunu getirdi. Bu
dönem içinde ilk canlandırma filmi (Evvel Zaman İçinde, Turgut Demirağ, 1950) ve
ilk renkli film (Halıcı Kız, Muhsin Ertuğrul, 1953) yapıldı, ilk büyük gişe
başarısı (Mezarımı Taştan Oyun, Atıf Yılmaz, 1951) yaşandı, sinema magazin
dergileri yayımlanmaya ve yıldız yarışmaları düzenlenmeye başlandı. 1940’ların
sonunda görülen sinema alanındaki bu hareketlilik 1960’larda en yüksek noktasına
ulaştı. Sinemaya gitmek, tüketim alışkanlıkları değişen aileler için başlıca boş
zaman etkinliği haline gelirken, Türk sineması da kendi iç pazarında hakim bir
konuma ulaştı.
|
|